Bölüm 4

121 13 0
                                    

"Hayııır!" 

"Aneee!"  

Haykırışlar,uğultular,ağlayışlar hepsi birbirine girmişti. Kağan yavaşça gözlerini açarak gelen sesleri çözmeye çalıştı. Aniden kapı açılıp içeriye o kadın girince Kağan hızla yataktan doğruldu. Kadın bir hışımla Kağan'ı yakasından tutarak sallamaya başladı.

"Uğursuzsun sen, ucubesin." Kağan olanları anlamıyordu. Gözü kapıda dikilip ağlayan Anıl'a kayınca ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"Dün gece bunun için mi geri geldin ha? Neden geldin? Sen benim öz evladım bile değilsin. Uğursuz." Kağan onu durmadan silkeleyen kadının ellerini sıkıca tutarak gözlerine baktı.

"Ne oldu?" Sesi fazla sakin çıkmıştı.

"Bu ne rahatlık? Pis ucube." Kadının gözü o kadar dönmüştü ki Kağan'ı yakasından tutarak yataktan attı.
Kağan sertçe yere düşünce aniden karnına giren kramplar ile yüzünü buruşturup belli etmemeye çalışarak Kadının yüzüne baktı.

"Anıl'ın babası eve gelirken saldırıya uğradı. Öldürüldüüü." Kadın sözleriyle adeta öfke kusuyordu. Sanki katil Kağanmış gibi yüzüne tiksinircesine bakıyordu. 
Kağan ise Kadının söylediklerini bir uğuldama gibi duyarak karnına giren kramplara rağmen umursamaz bir tavırla konuşmaya çalıştı.

"Kim öldürdü?" Kadın gülüyor, Kağan kaşlarını çatıyordu.

"Defol evimden." Kağan'ı omzundan tutarak hızla yerden kaldırdı.  Kadının yaptığı bu hamleyle Kağan kasıklarından aşağıya doğru akan sıvıyı hissederek anlaşılmaması için gözlerini Kadının gözlerinden ayırmadan dimdik durmaya çalışıyordu.

"Bu evde barınamazsın artık." Kağan Anıl'a bakınca Anıl'ında aynı düşüncede olduğunu fark ederek koltuktaki tişörtünü üstüne geçirip odadan çıktı. 

Evden çıkar çıkmaz sinirle yürümeye başladı. Dün gece gittiği parka giderek banka oturdu.

"Kağan garip şeyler oluyor." Kağan Mira'nın korku dolu sesini duyunca bakışlarını karnına çevirdi.
"Ne oluyor?"
"Ben..." Mira cümlesini tamamlayamadan  Kağan'ın karnına sancı girince Kağan'ın ağzından  inleme ile karışık bir küfür çıktı.
"Mira ne oluyor? Bu sancıda neyin nesi?"
"Kağan, anlamadım ama sakin olmaya çalış."
"Mira ,dayanamıyorum."
Kağan elini Karnına bastırdığında karnının büyüdüğünü hissederek bakışlarını şaşkınca Karnına çevirdi.
"Mira?"
"Kağan büyüyorum." Kağan'ın sancısını geçmişti ama karnı tıpkı hamile bir kadının karnı gibi büyümüştü.
"Ben böyle nasıl dolaşıcam?"
Karnının gruldamasına aldırış etmeden içine derin bir nefes çekti.

"Kağan yemek yemelisin." Kağan hiç bir şey duymuyor sadece karşıya bakıyordu.

"Delikanlı! İzin var mı?" Yanında dikilen adamı görünce Kağan umursamadan omuz silkti. Adam yanındaki boş yere oturarak elinde tuttuğu bira şişesini Kağan'a uzattı.

"İhtiyacın var gibi." Kağan adamın elindeki şişeyi alarak adamın yüzüne baktı. Hafif kirli sakalı ve kahverengi beresi olan orta yaşlı bir adamdı.
"Karnında kitle falan mı var delikanlı, ameliyat mı olman gerek?"
Kağan elindeki şişeye bakarak konuştu.
"Onun gibi bir durumum var abi."

"Kağan onu içmeyi düşünmüyorsun değil mi? O bana zarar verir." Kağan Mira'yı takmayarak şişeyi dudaklarına götürürken midesinin bulanmaya başlaması ile şişeyi adama geri verdi.

"İçseydin delikanlı." Kağan adamın gözlerine bakarak konuşmaya başladı.

"Biraz rahatsızım. İçmesem daha iyi. Buralarda yemek yiyebileceğim bir yer var mı?"

DENEK 301Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin