3 Yıl Sonra
Genç adam Mira'nın haline çok üzülüyordu. Hep agresifti ve kimseyi umursamıyordu.
Sanki yaşayan bir ölü gibiydi.Genç adam bu düşüncelerle birlikte polis merkezine geldiğini fark ederek içeriye girdi. Mira'yı bulma umudu ile gözleriyle etrafı taradı. En sonunda Mira'yı masasında uyuklarken görünce hafif bir tebessüm eşliğinde yavaş yavaş yanına yaklaşmaya başladı.
Genç adam itiraf etmese de bu kıza karşı bir şeyler hissediyordu. Yanına giderek uzunca bir süre yüzünü incelemeye başladı. Uyanıkken hiç olmadığı kadar Masum görünüyordu Genç kız."Arda, ne yapıyorsun?"
Genç adam yanından gelen ses ile işaret parmağını dudağına götürerek sesin sahibine döndü ama çok geçti. Mira, uyanmıştı.
"Ne yapıyorsunuz başımda?"
"Vallahi ben yeni geldim Miracığım. Arda'ya sor onu."
Mira, Melis'in neyi ima ettiğini anlamayarak umursamazca omuzlarını silkip önünde açık olan bilgisayara döndü.
"Hâla Profesörün nerede saklandığını araştırıyor olamazsın değil mi?"
Arda'nın bilgisayara bakarak sorduğu soru karşısında Mira, sessiz kalmayı seçmişti.
"Mira, bu profesörle kişisel bir sorunun mu var?"
Mira, öfkelendiğini hissetmişti. Arda ona göre çok fazla soru soruyordu.
"Bu seni ilgilendirmez Arda."
Mira'nın kurduğu cümle Arda'nın üzülmesine neden olmuştu.
"Mira, sen beni ne olarak görüyorsun? Biz hepimiz burada arkadaş değil miyiz? Eğer kişisel bir sorunun varsa anlatmalısın ki yardım edebilelim."
Mira, içine sıkıntılı bir nefes çekti.
"Bana yardım etmeye kimsenin gücü yetmez ama madem çok duymak istiyorsun o zaman şu kadarını bilmen yeterli. O herif benim bu dünyada tek sevdiğim insanın ölümüne sebep oldu."
Son cümleden sonra sustu Mira. Çünkü uzun zamandır ağlamayı unutmuş bu kızın istemsizce gözleri dolmuştu. Bakışlarını kaçırarak ayağa kalktı.
Arda afallamıştı. Onun gözlerinin dolduğuna ilk defa şahit olmuştu. Acaba ailesinden biri mi öldü diye düşünmeye başladı.
"Beyefendi size nasıl yardımcı olabilirim?"
Arda, bunları düşünürken bir anda dikkatini polis merkezine giren bir yabancı çekti. Üzerinde siyah bir yağmurluk, gözünde siyah bir güneş gözlüğü vardı ve yüzü hiç bir şekilde gözükmüyordu.
"Beyefendi?"
Adam konuşmadan etrafı inceledi ve yavaş adımlarla Arda'ya yaklaşmaya başladı. Arda neler döndüğünü anlayamamıştı.
"Delikanlı, senden bir iyilik isteyebilir miyim?"
Arda ne diyeceğini bilemedi. Önce şaşkın bir ifadeyle adamın yüzüne baktı sonra dikkatini elinde tuttuğu termosa verdi.
"Ne iyiliği?"
Gözlerini termostan ayırmadan sorduğu soruya adam tebessümle cevap verdi.
"Ben çok büyük bir günah işledim. Şimdi günahımı affettirmeye çalışıyorum. Benim yüzümden bir oğlan öldü. Onun yeniden yaşaması gerek."
Adamın anlattığı şeyler Arda'ya mantıksız gelmişti. Bundan bana ne der gibi Adamın ne diyeceğini beklemeye devam etti.
"Sen eğer elimdeki çayı içersen günahlarım hafiflemiş olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK 301
FantasiaUyandığınız yer odanız değilse ne yapardınız? Hiç tanımadığı,hiç tatmadığı bir korkuyla açtı gözlerini Kağan. Sırtı sert ve soğuk zeminde, gözleri hafif aralık... Bir deneye kurban gitmek üzereydi Kağan. Sert ve soğuk bakışlarını hızlıca etrafta ge...