Boşlukta koşmak nasıl bir şey biliyor musunuz? Hiç bir şey görmeden, nereye gittiğini bilmeden koşmaktan bahsediyorum...
Bir ses duyuyorum derinlerden. Biri adımı bağırıyor ama ben cevap veremiyorum. Sanki dilim tutulmuş, ağzım mühürlenmiş gibi...
Yapabildiğim tek şey var o da sadece koşmak. Peki neden nereye gittiğimi bilmeden, önümü bile görmeden koşuyorum sizce? Çünkü, yaşamak istiyorum. Canımın yanması, yenilmem, nefesimin kesilmesi uğruna tek istediğim şey yaşamak.Ailemin katili dışarıda rahatça dolaşırken ölemem çünkü...
************************************
"Şişt." Anıl Kağan'ın yatağının başında onu uyandırmaya çalışıyordu. Kağan ise o kadar terlemişti ki yastığı bile ıslanmıştı.
"Öldün mü? Kalk artık." Kağan gördüğü kabusun etkisi ile kaşlarını çatmış, kafasını sağa ve sola sallamaya başlamıştı.
Anıl, kabus gördüğünü anlayarak uyandırmaya çalışmayı bırakıp Kağan'ın yüzünü incelemeye başladı.
"Acaba ne görüyorsun bu kadar korkunç?" Kendi kendine konuşurken bir yandan da Kağan'ın yüzüne iğrenerek bakıyordu.Anıl, Kağan'ı uyandırmazsa okula geç kalacağını biliyordu ama Kağan'ın kabus görmesi hoşuna gittigi için onu uyandırmadan odadan çıktı.
Ona göre Kağan onun ailesine, hayatına ortak olmaya çalışan bir ucubeydi.
Anıl odadan çıkınca Kağan nefes nefese uyanarak yattığı yerde doğruldu.
Saçlarını karıştırarak sırtını yatak başlığına yasladı ve bir kaç saniye öyle durarak duvara baktı. Saniyeler birbirini kovalamaya devam ederken içeriden gelen sesle başını kapalı olan kapıya çevirdi.
"Hayatım, biliyorum. Ama daha yeni kaybettik, çocuğun karşısına çıkıp bunu söylemek için çok erken. Biraz daha zamana ihtiyacım var." Pelin hanımın konuşmalarını duyunca kaşlarını çatarak anlamaya çalıştı.
"Anıl için zorlu bir süreç biliyorsun."
Kağan hızla yataktan kalkıp üstünü giyerek odadan çıktı.
Kağan Pelin hanımın sesinin geldiği tarafa doğru yavaşça ilerleyip Pelin hanımı görünce durdu ve dinlemeye devam etti.
"Tamam merak etme en kısa zaman da ona söyleyeceğim. Eminim seni çok sevecektir. Tamam şimdi kapatıyorum. Kendine iyi bak canım." Pelin hanım telefonu kapatıp arkasını döndüğünde Kağanı arkasında görünce korkuyla sıçradı.
"Sen okula gitmemiş miydin?" Kağan umursamadan tezgahın üstündeki şu şişesini alıp mutfaktan çıktı.
"Hey sana diyorum. Ne kadarını duydun? Cevap ver çabuk." Kağan evin kapısını açarak dışarıya çıktı. Pelin hanım da hızla arkasından çıkarak Kağan'ı kolundan tuttu ve önüne geçti.
"Sana diyorum. Ne kadarını duydun?" Kağan omuz silkerek cevap verdi.
"Ne planlıyorsun bilmiyorum ama bana bulaşmadığın sürece sorun çıkarmam." Pelin hanım rahatlayarak kenara çekildi. Kağan da hızla evden uzaklaşmaya başlamıştı. Bir yandan saatine bakıyor bir yandan da koşuyordu. Sonunda kampüse vardığını gördüğünde durup soluklanmaya çalıştı.
Kağan yolun ortasında durduğu için birinin omzuna sertçe çarpmasıyla sendeleyerek omzunu tuttu.
"Çok özür dilerim. İyi misin?" Kağan acıyan omzunu sıvazlarken kafasını sesin geldiği yere doğru çevirdi. Karşısındaki Kız Kağan'a Şok içerisinde bakıyordu. Kız, sanki tanıdık birini görmüş gibi heyecanlanmıştı.
"İyiyim. Sorun yok." Kız hemen heyecanla Kağan'ın yanına yaklaşarak elini uzattı.
"Bu arada ben Mira." Kağan, garip bir ifadeyle kıza bakarak uzattığı elini tuttu.
"Memnun oldum. Ben de Kağan." Mira'nın adeta yüzünde güller açıyordu. Kağan, kızın bu ifadesine anlam veremeyerek kaşlarını çattı.
"Kusura bakma! Derse geç kaldım. İçeriye girmeliyim." Kız, bir şey söylemek için dudaklarını araladığı sırada Kağan hızla yanından geçip okula doğru ilerlemeye başladı. Mira'da peşinden okula girmişti.Okul koridorunda yan yana yürüyorlardı. İkiside konuşmuyordu. Aynı sınıfa girdiklerinde Kağan şaşkın bir ifadeyle Mira'ya baktı ama Mira Kağan'a bakmayarak boş olan sıraya doğru yürümeye başladı.
Hoca derse çoktan başlamıştı. Dersin bitmesine 10 dk kalmıştı ama saati umursamadan geçip oturdu.Mira, ders bitene kadar hoca yerine Kağan'a bakmıştı. Kağan da bunu fark etmişti ama belli etmeyerek hocayı dinliyormuş gibi yaptı.
Ders sonunda bitince Kağan hızla yerinden kalkıp sınıfın çıkışına doğru ilerlemeye başladı.
"Bak sen! Birileri gece iyi uyuyamadı anlaşılan." Anıl'ın önünü kesmesi ile durmak zorunda kaldı.
"Kaşınma da çekil önümden."
"Oooo rest de çekermiş." Anıl sinirlendiğini hissederek derin bir nefes aldı ve yumruğunu sıkarak konuşmaya devam etti.
"Lan senin rest çekmek hakkın mı puşt? Senin yüzünden babam öldü lan benim. Senin yüzünden ailem dağıldı lan. Sen bu ailenin çocuğu bile değilsin. Geldin ve her şeyimi elimden aldın."
"Şu an bu konuları konuşmak ne kadar doğru sence?" Anıl Kağan'ı durmuyordu sanki. Onu her gördüğünde sinir tüm bedenini ele geçiriyordu.
Anıl Kağan'a vurmak için yumruğunu havaya kaldırdığı esnada Mira araya girdi ve Anıl'ın yumruğu Mira'nın yüzüne inince etrafta toplanan kalabalıktan sesler yükselmeye başladı.
Herkes şok olmuş bir şekilde Mira'ya bakarken Kağan hızla Anıl'ın yakasına yapışıp sırtını sertçe duvara çarptı.
"Ne yaptığını sanıyorsun lan?" Anıl da şok olmuş bir şekilde gözlerini Miaradan ayırmadan konuşmaya başladı.
"Neden önüne geçtiğini anlamadım." Anıl'ın transa geçmiş gibi konuşmasından rahatsız olan Kağan, Anıl'ın yakasını bırakarak yerde oturan Mira'ya doğru ilerledi.
"Amacın ne senin? Bu kadar insan kavgayı ayırmak için kılını kıpırdatmazken sana ne oluyor? Kendini kahraman falan mı sanıyorsun?"
Mira Kağan'ın gösterdiği sert tepki ile yerden kalkarak Kağan'a tokat attı. Aldığı darbe ile iyice şoka giren Kağan, elini yanağına koyarak olanları idrak etmeye çalıştı.
Etrafta toplanan kalabalıktan çıkan sesler büyürken Mira mahçup bir ifadeyle Kağan'a sarılınca Kağan ne yaşadığını anlamaya çalışarak Mira'yı iterek kendinden uzaklaştırdı.
"Sen iyi değilsin." Hızla arkasını dönüp sınıfın çıkışına doğru ilerlemeye başladığında Mira da peşinden gitmeye başladı.
"Bekle! Ben sadece arkadaş olmak istiyorum."
Kağan, alayla gülerek karşılık verdi.
"Benimle arkadaş olmak istemezsin."
Mira hızla Kağan'ın önünü kesince Kağan sabır dilenircesine Mira'nın yüzüne baktı.
"Ailenin katilini bulmak istediğini sanıyordum." Mira'nın aniden söylediği şey ile Kağan neye uğradığını şaşırmış bir şekilde Mira'ya baktı.
"Sen kimsin?"
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK 301
FantasyUyandığınız yer odanız değilse ne yapardınız? Hiç tanımadığı,hiç tatmadığı bir korkuyla açtı gözlerini Kağan. Sırtı sert ve soğuk zeminde, gözleri hafif aralık... Bir deneye kurban gitmek üzereydi Kağan. Sert ve soğuk bakışlarını hızlıca etrafta ge...