Mira profesörün söylediklerine sinirlenmişti.
"Ne saçmalıyorsun sen? Çektirdiklerin yetmedi mi?"
Sesine hakim olamayarak avazı çıktığı kadar bağırdı. Kağan, Mira'yı sakinleştirmek istedi ama bir ruh Ne yapabilirdi ki?
"Süper, kaderimde pilotoniğim tarafından ölüme terk edilmek de varmış."
Arda'nın kurduğu cümle ile Mira başını hızla Arda'ya çevirdi. Arda, olayları hissiz bir şekilde izliyordu. Yüzünde tek bir duygu bile yoktu.
Mira başını tekrar profesöre çevirdi."Ben bu seçimi yapamam. Lütfen Kağan'ın yaşamasının başka bir yolu olduğunu söyle."
Profesörün gözleri dolmuştu. Mira'nın karşısında artık yaptıklarından pişman ve vicdanını rahatlatmak için ne gerekiyorsa yapabilecek bir adam duruyordu ama sorun şuydu ki çoktan iş işten geçmişti.
"Kağan'ın ruhu şu an burada Mira. Eğer sen bu seçimi yaparsan Arda'nın bedenine girecek ve seninle birlikte yaşayabilecek ama ben Arda'nın ölmesine izin veremem dersen burdan sonra Kağan'ın ruhu tamamen yok olacak. Bir ruh uzun süre başıboş dolaşırsa sonunda iki evrenden de silinir."
Sözleri acımasız, ifadeleri duygulu olan profesörü dinleyen Mira'nın kalbi acımaya başlamıştı. Kağan'ın ruhu şu an da buradaydı. Kağan, Mira'nın yüzünü incelerken derin bir iç çekti. Mira'yı seviyordu ama bunu yaşayan bir insana yapamazdı. Gözleri olayları tepkisiz bir şekilde izleyen Arda'ya kaydı. Ondan nefret etmiş olsa da onun ölmesini istemiyordu. Bu nasıl bir çıkmazdı böyle? Ayağa kalkıp yavaş adımlarla Arda'ya doğru ilerledi. Arda, sanki hissetmiş gibi Kağan'a bakmaya başladı. Aralarında kısa süreli bir çekim oluşmuş gibiydi.
"Profesör, ben yapamam. Olmaz."
Mira'nın sesi haykırır gibiydi. Kağan bu duruma dayanamıyordu. Bunun sonunda ölüm vardı. Aniden hava kararmaya başlamıştı. Çaresiz gençlerin üstünü kara bulutlar sarmıştı. Tam o esnada Kağan ruhunun bir yere doğru çekildiğini hissetmeye başladı. Hortum gibi bir şey onu içine çekiyordu sanki.
"Mira, fazla zamanın yok."
Profesörün haykırışı ile Mira yerden kalkarak Arda'ya doğru döndü.
Kağan'ın ruhu hızla Arda'ya çarpınca Arda'nın nefesi kesildi ve öksürmeye başladı. Mira hızla Arda'ya doğru koştu."Yanıyor."
Arda'nın ağzından çıkan kelime ile Mira profesöre bağırmaya başladı.
"Neler oluyor?"
Profesör de hızla Arda'nın yanına gelerek dizlerinin üzerine çöktü.
"Ne Yanıyor?"
Arda elini Karnına bastırarak son nefesini verircesine konuştu.
"Midem."
Ve sonra Arda çektiği acıya dayanamayarak bayıldı. Mira neler olduğunu anlayamayarak konuştu.
"Ben bir seçim yapmadım. Neler oluyor?"
Profesör de artık ne yapacağını bilemez bir haldeydi. İkisi ne olduğunu anlamaya çalışırken polis siren sesi aralarındaki çaresiz bakışmayı böldü.
"Profesör, yolun sonuna geldin artık. Eller yukarı."
Profesör çaresizce ellerini kaldırarak bakışlarını Mira'ya çevirdi ama Mira transa geçmiş gibi yerde yatan Arda'ya bakıyordu.
Profesörün ellerine kelepçe takarak onu yerden kaldırdılar.
İçlerinden biri Mira'ya seslenmeye başladı."Mira hanım iyi misiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK 301
FantastikUyandığınız yer odanız değilse ne yapardınız? Hiç tanımadığı,hiç tatmadığı bir korkuyla açtı gözlerini Kağan. Sırtı sert ve soğuk zeminde, gözleri hafif aralık... Bir deneye kurban gitmek üzereydi Kağan. Sert ve soğuk bakışlarını hızlıca etrafta ge...