Bölüm 10

65 14 2
                                    

"Sen kimsin?"

Kağan karşısındaki kızdan korkmaya başlamıştı. Ailesi hakkında ne biliyor olabilirdi? Üstelik bu kızı hayatı boyunca hiç görmemişti.

"Ben senin arkadaşınım."

Kağan iyice şaşkına dönmüştü. Karşısında daha önce hiç tanımadığı bir kız vardı ve arkadaşı olduğunu iddia ediyordu

Anıl, hızla Mira'yı kolundan tutarak duvara yasladı.

"Kimsin sen? Kağan'ı nereden tanıyorsun? Eğer hemen konuşmazsan seni mahvederim."

Anıl'ın bu tavrı Kağan'ı hem sinirlendirmiş hem de germişti.

"Anıl, çekil kızın üstünden."

Hızla Anıl'ı iterek Miradan uzaklaştıran Kağan, bakışlarını tekrar Mira da sabitledi.

"Benim ailemi nereden tanıyorsun?"

Sesi tahmin ettiğinden daha sakin çıkmıştı.

"Ailem hakkında ne biliyorsun?"

Gözleri dolmuştu ama belli etmemek için yutkundu.
Mira, Kağan'ın gözlerinin dolduğunu fark ederek bakışlarını kaçırdı. Çünkü gözlerine bakmaya devam ederse kendi gözlerinin de dolacağını biliyordu.

"Sen..."

Mira'nın konuşmasını kesen şey yangın alarmı oldu. Herkes ne olduğunu şaşırmış bir şekilde etrafa bakarken dumanlar bir anda her yeri ele geçirmeye başlamıştı.
O sırada içlerinden biri panik içinde konuştu.

"Durun! Bu bir yangın değil. Sis bombası bu."

Herkes öksürük eşliğinde koşmaya başladı ama Kağan hareket etmeden etrafa yayılan dumana bakıyordu. Hipnoz olmuş gibiydi.
Mira kalabalığa karışmış çıkışa doğru koşarken birden Kağan'ı göremeyince hızla arkasını döndü ama duman ve kaçan insanların kalabalığından hiç bir şey görünmüyordu.

Kağan, olduğu yerde durmaya devam ederken dumanın içinde beliren bir silüetle  geriye doğru bir kaç adım attı.
Silüet, hızla yaklaşıyordu. O her yaklaştığında Kağan, bir adım daha geriye gidiyordu.

"Sonunda seni buldum Denek 301." 

Kağan şaşkınca karşısındaki silüete bakıyor, hiç bir şey diyemiyordu. Karşısındaki silüet daha da belirginleşmişti. Kağan yaşadığı garip olayları idrak etmeye çalışarak boş gözlerle karşısında kendine doğru ilerleyen silüete bakıyordu.
Karşısındaki kişinin bastonlu bir adam olduğunu yanına gelince anlayabilmişti. Sakalları birbirine girmiş yaşlı bir adamdı karşısındaki.
Adam, aniden Kağan'ı boğazından tutarak duvara yasladı. Nefesi alkolik kokmasına rağmen refleksleri çok iyiydi.

"Sende bana ait bir şey var Denek 301. Onu almaya geldim."

Kağan, adamın neyi kast ettiğini anlamayarak konuşmaya başladı.

"Kimsiniz? Beni başka biriyle karıştırıyor olmalısınız."

Adam Kağan'ın boğazını daha kuvvetli sıkarak korkunç bir ses tonuyla konuşmaya devam etti.

"Demek hafızanı kaybettin ha? Bu hiç iyi olmadı. Artık benim işime yaramazsın."

Kağan artık nefes alamıyordu. Hem dumanın zehirli etkisi hem de adamın boğazını sıkması ile rengi mosmor olmuştu.

"Dur profesör! Aradığın kişi burada."

Adam duyduğu ses ile Kağan'ı bırakarak arkasına döndü.
Kağan, yere düşerek nefesini düzene sokmaya çalıştı ama bu pek de mümkün olmadı. Rengi hala mosmordu ve nefes almakta zorlanıyordu.

DENEK 301Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin