Olacakları engelleyememenin verdiği gerginlik ve stresle bekliyordu Kağan.
Anlından oluk oluk ter damlıyordu. Hayatı boyunca hiç bu kadar stres olmadığını fark etti."Kağan birazdan sancın başlayacak neden hala lavabodayız?"
Mira'nın sesi ile düşüncelerinden sıyrılan Kağan sırtını lavaboya daha çok yaslayarak derin bir nefes aldı."Bunu yapamam." Mira şaşkınca sordu.
"Neyi yapamazsın?"
Kağan korkudan ve stresten titreyerek sırtını lavabodan ayırıp tuvaletlerden birine girdi ve kapıyı kilitledi.
"Bu çok fazla. Eğer bunu yapmak zorundaysak bayılt beni. Bayılt ki bu anlara şahit olmayayım."
Mira Kağan'ın bu gergin haliyle gerilmeye başlamıştı. Eğer Kağan'ı sakinleştiremezse gerginlik yüzünden doğururken ölebilirdi. Derin bir nefes alarak tüm içtenliği ile konuşmaya başladı Mira.
"Kağan, öncelikle sakin olmaya çalış. Bak farkındayım bu durum senin için çok zor ama senin hayatın bu günden sonra değişecek.
Bu anı tamamen unutacaksın ve hayatın boyunca şans istemediğin kadar senin yanında olacak.
Bana inan ve yaşamaktan asla vazgeçme. Sadece şimdi acı çek ve hayatın boyunca bütün güzellikler senin olsun." Mira konuşmayı bitirince Kağan biraz rahatladığını hissederek sırtını duvara yasladı.Kağan'ın yavaş yavaş sancısı başlamıştı. Kağan bunu fark edince nefes egzersizi yapmaya başladı. Başını yukarıya kaldırmış, elini Karnına koymuş durmadan nefes alıp veriyordu. Hızlı ve kesintisiz nefes egzersizi ile birlikte ağrısı biraz daha artıyordu. Her nefes alışında biraz daha kıvranıyordu.
"Kağan bunu tek başına yapamazsın."
Kağan nefes nefese tuvaletin kapağını kapatıp üzerine oturdu.
"Ne yapabilirim başka Mira ha?"Kağan'ın rengi kıpkırmızı olmuştu. Boynundaki damarlar kendini göstermeye başlamıştı. Dişlerini sıktığı için nefes egzersizi yapmayı bırakmıştı artık. Tek amacı bağırmamaya çalışmaktı.
"Lütfen çık artık içimden. Tek istediğim bu."
Sesine kontrol olamayarak tüm gücüyle bağırmıştı Mira'ya.
Ağrısı dayanılamayacak bir boyuta ulaşmıştı. Kafasını arkadaki duvara yaslayarak gözlerini kapattı."Ağğğhhh." Hem inliyor hem de kapalı gözlerini daha çok sıkıyordu.
"Tamam! Madem tek başına yapmak istiyorsun o zaman pantolonunu çıkart." Kağan anlam veremeyerek sordu.
"Ne-Neden?" Nefes nefeseydi ve zor konuşuyordu.
"Çünkü karnından çıkmam için alana ihtiyacım var gerizekağlı. Hiç mi doğum videosu izlemedin?"
Mira artık sinirlenmişti. Kağan'ın bu kadar düşüncesiz davranması ve acı içinde kıvranması sinirini bozmuştu. O da bir an önce kurtulmak istiyordu bu durumdan.Kağan hızla pantolonunu sıyırıp çıkarttı.
"CANIM ÇOK YANIYOR. AĞĞH."
Gözünden akan yaşlarla elini büyük olan karnına sararak kıvranmaya devam etti.
"MİRA LÜTFEN YARDIM ET!"
Mira işinin zor olacağını biliyordu ama Kağana laf anlatmaya çalışmaktan çok yorulmuştu."Altındaki her şeyi çıkart Kağan." Kağan'ın yüzü kızarmıştı.
"Onu da mı?"
"Kağan çıkart şunu."
Kağan utana sıkıla altında son kalan şeyide çıkarttı."Şimdi bacaklarını açabildiğin kadar aç."
"Yeter çok canım yanıyor. Dayanamıyorum." Nefes nefese zorla konuşuyordu. Bacaklarını sonuna kadar açarak bağırdı.
"Ağğğhh."
"Şimdi ıkınmaya başla."
"O ne?"
"Tuvalette ne yapıyorsan onu yap!"
Mira bu kadar açık olduğu için utanmıştı.Kağan dişlerini sıkarak tüm gücüyle ıkınmaya başladı. Bir elini karnının üst tarafına bastırıyor bir eliyle de duvardan destek alıyordu.
"Kağan! İçeride misin?" Ikınırken aniden Sevinç'in sesini duymasıyla ıkınmaya ara vererek kesik kesik nefes aldı.
"Evet! Benim işim biraz uzun. Çok utanıyorum da lütfen işim bitene kadar seslenme olur mu?" O kadar zorlanmıştı ki konuşamamıştı bile.
Sevinç tedirgince sordu.
"Kağan, garip sesler çıkarıyorsun. Merak ettim seni. İyisin değil mi?"
Mira Kağan'a öfkelenerek içeriden tekme attı.
Kağan zaten yeterince acı çekmiyormuş gibi canı daha fazla yanınca ağzından çıkan çığlığa engel olamadı. Şimdi bütün karizmasını tamamen kaybetmişti."Sevinç, yanlış anlamışsın. Ben iyiyim. Sadece yediğim bir şey dokunmuş. Lütfen iceride bekler misin?"
"Tamam sorun değil. Ben içerideyim. İşin bitince gelirsin."
Sevinç bunu söylerken iğrenir gibi bir ifadeyle yere bakmıştı.
Kağan daha önce hiç bu kadar utanmamıştı. Resmen doğum sancısı çekiyordu."Kağan ıkınmaya devam et artık yoksa ben karnını yararak çıkıcam, emin ol bunu istemezsin."
Kağan korkarak yeniden ıkınmaya başladı."Mira ulaştın mı artık çıkışa?"
"Az kaldı dayan." Kağan'ın dayanacak gücü kalmamıştı. Dişlerini o kadar çok sıkıyordu ki kırılmaması bir mucizeydi.
"Aaaaaaaaaaaahhhhhhh!" Üstten aşağıya doğru karnına olabildiğince basınç uyguluyordu.
"Kağan çıkışa ulaştım." Kağan bu cümleden sonra elinin tersiyle anlındaki teri silerek derin bir nefes aldı.
"Tamam çık artık." Kağan'ın sancısı mümkünmüş gibi daha çok artınca Kağan bacaklarını kaldırarak karnına doğru çekti.
"Kağan bacaklarını rahat bırak. Böyle yaparak beni geri itiyorsun." Kağan ağlayarak bacaklarını tekrar uzatıp zorla nefes aldı.
"Şimdi daha çok ıkınmalısın." Kağan tüm gücü ile ıkınmaya devam edince alttan akmaya başlayan sıcak bir sıvı ile elini sıvının geldiği yere koydu.
"Kanıyor."
"Evet! Şimdi derin bir nefes al ve son kez ıkın." Kağan Mİra'nın dediğini yaparak derince bir nefes alıp tüm gücüyle ıkınmaya devam etti.
"Kağan, geliyorum hazır ol!" Kağan bu sözün üzerine mümkünmüş gibi daha çok kızardı ve acısı daha çok arttı.
"Ahhhhhhh."
Tam o esnada içinden bir şeyin ayrılma hissi ile acısı dindi ve ıkınmayı bıraktı. Nefes nefese kalmıştı.
Karnının şişi inmişti ama yaşayan bir ölü gibi hissediyordu. Gözleri ile çevresini kontrol etti ama hiç bir şey göremediğini fark etti. Sanki kör olmuştu. En sonunda gücü tükendi ve kendini uykunun kollarına bıraktı.
***************************************************************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DENEK 301
ФэнтезиUyandığınız yer odanız değilse ne yapardınız? Hiç tanımadığı,hiç tatmadığı bir korkuyla açtı gözlerini Kağan. Sırtı sert ve soğuk zeminde, gözleri hafif aralık... Bir deneye kurban gitmek üzereydi Kağan. Sert ve soğuk bakışlarını hızlıca etrafta ge...