Sellaaaamm✨️İkinci bölüm ile karşınızdayım.
Biliyorum çok dengesiz atıyorum bölümleri ama yazdığım hali hazırda bir hikayem daha olduğu için böyle oluyor.
O yüzden kusuruma bakmayın...
Keyifli okumalar dileriiim🎀
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında.
Yekpare geniş bir anın,
Parçalanmaz akışında...-Ahmet Hamdi Tanpınar-
[][][][][]
24 saat sonra,
D.E.Y.
Eve vardığımda saat gece yarısını çoktan geçiyordu ve benim tek istediğim sadece evime gidip kendimi yatağıma atmaktı. Ama kendimi tanıyordum.
Sabah tekrar hastaneye gideceğim gerçeği aklıma gelecek ve erkenden uyanmak için beynim doğal bir alarm olacaktı. Ama beynime son anda dank eden şey ile birkaç saniye olduğum yerde durup düşündüm. Bugün pazartesi idi.
E bugün pazartesi ise yarın da Salıydı. Salı da benim izin günümdü. E öyleyse beynimdeki alarmın sesini kısıp, hatta tamamen kapatıp rahatça uyuyabilirdim. Çünkü neredeyse üç haftadır izin kullanmıyordum. Yüzümde oluşan hüzünlü gülümseme ile asansörü tercih etmeyip, yorgun da olsam merdivenlerden üçüncü kattaki evime çıkıp kapıyı çantamdan kolayca bulduğum anahtarımla açtım. Buna müteakiben parkeye değen pati sesleri duymam, benimkinin hala uyumadığını gösteriyordu. Küçük sesli iniltiler duyduğumda, koridorun ışığını açmış ve Cesur'un görüş alanıma girmesini sağlamıştım.
"Sen hala uyumadın mı oğlum?" Ben paltomu çıkarıp portmantoya asarken, bacağıma sürünüp kendini sevdirmeye çalışıyordu. Bu hareketine gülüp eğildim ve çok da küçük olmayan bedenini kucağıma alıp, koridorun ışığını kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZEMHERİ
Ficção Geral[][][][][] Asker sevmek zor işti. Ama beni kendine aşık eden de kömür karası gözleriydi. Asaletle giydiği üniforması, kalbinin güzelliğinin yüzüne yansımasıydı. "Seviyorum ulan. Var mı? Lacivertlerinin bakışını seviyorum, efsunlu gülüşünü seviyo...