[][][][][]
Asker sevmek zor işti. Ama beni kendine aşık eden de kömür karası gözleriydi. Asaletle giydiği üniforması, kalbinin güzelliğinin yüzüne yansımasıydı.
"Seviyorum ulan. Var mı? Lacivertlerinin bakışını seviyorum, efsunlu gülüşünü seviyo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Ve bazen hayattır sevmek. Birini çok uzaktayken bile, Yüreğinde taşıyabilmek."
-Özdemir Asaf-
[][][][][]
Yazardan...
11 Ocak, Kıbrıs Operasyonu günü...
İlyas ve Sedef odalarınaçıktıktan sonra Sedef'in duşalacağınısöylemesiüzerineİlyas da balkona çıkıp hava alma ihtiyacı duymuştu. Gözlerini kolundaki saate çeviripzamanı kontrol etti ve şimdilik her şeyin kontrol altındaolduğunu beynine tekrar hatırlattı.
Balkondan akşamki davet için süs ve malzeme getirildiğinigörünce umursamaz bir tavırla balkondaki koltuklardan birine oturdu. Başını geriye, koltuğun başkoyulmasıiçinözel yapılmış kısmınaatıpkafasını dinlemeye çalıştı.
En az evindeki koltuklar kadar rahattı.
Ama telefonunun çalması, buna müsaade edecek gibi durmuyordu. Telefonu eline alınca'Validem' yazısını gördü. Yüzü bir anda aydınlanınca az önceki rahat pozisyonuna geri dönüparamayı yanıtladı.
"Kuzum, nasılsın?" Ona anne olmaktan fazlası olmuşkadınınözlem dolu sesi kulaklarına gelince, bedeninde yorgunluktan eser bile kalmadığını hissetti.
Nihan Hanım, İlyas'ın gerçek annesi değildi.
Ama İlyas onu herkesten çok sever, herkesten çokdeğer verirdi. Gerçek annesi değil anne, insan olmayı bile beceremeyen bir kadındı ve İlyas o kadından yıllardır tek bir haber bile almamıştı. Almak da istemiyordu.