[][][][][]
Asker sevmek zor işti. Ama beni kendine aşık eden de kömür karası gözleriydi. Asaletle giydiği üniforması, kalbinin güzelliğinin yüzüne yansımasıydı.
"Seviyorum ulan. Var mı? Lacivertlerinin bakışını seviyorum, efsunlu gülüşünü seviyo...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Kabul ediyorum! En büyük hatam, Yüzümegülen herkesi kendim gibi sanmamdı..." -Paulo Coelho-
[][][][][]
Ben kısasürelibirşoktançıkıpbakışlarımıtekrar hastamın yüzüneçıkarınca onun da en az benim kadarşaşkınolduğunugördüm.
"Yani, karşıkomşum olacaksınız, öyle mi?" Beynim bir teyit istiyordu.
"Öylesanırım," dedi ve ben daha bir karşılık veremeden, aklımdakini soramadan kapı bir hışımlaaçıldı.
"Hocam acile destek gerekiyor! Zincirleme bir kaza olmuş sanırım." Züleyha nefes nefese konuşunca ben de hemen ayağa kalktım. Son bir kez İlyas Beye baktım ve gözlerinde bir ifade bulamayınca hızla odadan çıktım.
"Nerede olmuş kaza?" Züleyha bir yandan hızlıca merdivenleri iniyor, bir yandan da sorularımıcevaplamaya çalışıyordu.
"Otogar tarafında olmuş hocam. Çoğukişi hafif yaralı ama ağır olanlar da vardı. Acilmahşer yeri gibi," dedi ve en alt kata geldiğimizde merdivenin bitişindeki acil çıkışkapısınıaçıp hemen acile koştum. Karşımdan gelen Oğuz ve yanındaki çömez tayfası hızlı adımlarla acile girdiler ve hastalara müdahale etmeye başladılar. Ben de tam acilin iki yana açılankapısından girecekken Akın hoca hastanenin kapısında göründü.
"Deniz!" Ben acil ile Akın hoca arasındakalırken o benim yanımagelmeyiseçti.
"Acil epey kalabalık. Ayrıcaağır hastalar da ameliyata alındı. Diğerleri ile de çömezler ve Oğuzilgilenir. Sen benimle gel, biraz konuşsak iyi olur," dedi sakin sesi ile. Hemen itiraz edecek oldum. Hastalarımı bırakıpgitmek, çokuzağagitmeyecek olsam da onlara karşı bir ihanetmiş gibi hissetmeme sebep olurdu.
"Hocam hast-" ama Akın hoca beni dinlemeden lafımı kesti ve arkasınıdönüpkapıyayöneldi.