Hepinize iyi okumalar<3 Votelemeyi ve yorumlarda düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın (((:
*
*
Uyandığımda, yüzümü inceleyen bir çift gözle karşılaştım. Bana dönük bir şekilden yatan Hakanı gördüğümde, hızlıca yerimden doğruldum.
''Günaydın.''
''Hakan! Ne diye benim yüzümü inceliyorsun?''
''Tek kural sınırı geçmemek değil miydi? Geçmedim işte sakin ol. Sadece günaydın dedim.'' İkimizde sınır belirlediğimiz çarşafı geçmemiştik. En azından bu yeterliydi. Oflayarak geri yattım
''Pardon ya günaydın. Ne zamandır uyanıksın?''
''5 dakikadır falan. Uyandığımda, uyuyan birini izlemek hoşuma gitti. Uyurken çok şirin gözüküyordun.'' Somurttum
''Ben aslında çok deli bir şekilde yatarım. Şirin göründüğümü söylemen tuhaf.''
''Hayır, gerçekten çok şirin gözüküyordun. Hemde gayet düzgün bir şekilde yatıyordun.''
''O zaman düzgün yattığım için aferin bana. Saat kaç?''
''13.00'' Gözlerimi kocaman açarak ''Ne! Saat bir mi?'' dedim.
''Evet. Ne oldu ki?'' Hızlıca yattığım yerden doğrulup yatağın ortasına oturdum.
''Ailen çok uykucu olduğumu düşünecek.'' O da doğrulup yanıma oturdu
''Korkma. İki gündür çok yorulduğun için öyle olduğunu düşünmezler. Hem, her gün 6.00'da kalkan ben bile bu saate kadar uyumuşum.'' Hakan'ın yüzünü inceleyerek güldüm
''Sen çok tuhaf bir adamsın.'' Kaşlarını çattı
''Yine ne yaptım?''
''Uyandığımdan beri bana nazik davranıyorsun. Bir gün sıcak, bir gün soğuk davranıyorsun. Seni bir türlü anlayamadım.''
''Anlayamaman benim için daha güzel. Kolay lokma değilim işte.'' Kıkırdadım
''Tabii canım senin için öyle.'' Sırıttı
''Canın mıyım gerçekten?'' Gözlerimi devirdim ve omzuna vurdum
''Yine başladın şımarıklığa.'' Şımarık bir surat ifadesine büründü ve saçını kaşıyarak cevap verdi
''Senin yanında çocuklaşıyorum belki de.'' Ne kadar cevap verirsem vereyim, düşünceleri değişmeyeceği için yataktan kalktım. Boy aynasından kendime baktım ve baktığım gibi sinirle Hakana döndüm
''Bu saçlarımla nasıl bana şirin dersin? Dün akşam banyoya girmediğim için saçım spreyden ne hale gelmiş!'' Yataktan kalktı ve karşıma dikildi
''Sana şirin dedim diye mi suçlu oldum? Gerçekten beni suçlamak için yer arıyorsun.'' Bozulmuş gibi arkasını döndü ve telefonunu alıp yatağa oturdu.
''Pişt. Bozuldun mu sen bana bakayım?''
''Hem, bir sıcak bir soğuk davranıyorsun diyorsun. Hem de ne zaman sıcak davransam, garip davranıyorsun. Anlamadım ki, soğuk davranmamı mı istiyorsun?'' Çok mu ters davranmıştım gerçekten? Sanırım öyleydi. Ne zaman iyi bir şey söylese ters çıkıyordum.
''Seni kırdıysam kusura bakma. Önceden beni kırdıklarına say.'' Lafı koyduğum için gururlu bir şekilde banyoya doğru yürüdüm.
*
Banyo yaptıktan sonra Hakan'ın dolabından (Artık benim de dolabımdan mı demeliyim) bugün giyeceğim kıyafetleri seçtim. Giyindikten sonra saçlarımı kuruttum ve aşağıya indim. Salonda kimse yoktu ve mutfağa, Ceylan ablanın yanına gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ummadık Bir Anda
Teen Fiction"Ezgi, sana bir şey söyleyeceğim." Midemde kelebekler uçuşuyordu. Herhalde 100 değil, 1000 tane uçuşuyordu. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Her geçen saniye, midem daha tuhaf olmaya başlamıştı. "Dinliyorum." "Seni şu an öpmeyi o kadar çok isti...