Eveet okulum biteli mezun olalı tamı tamına 3 ay oldu. Bugün Pazartesi ve ben de haftanın ilk günü enerjisiyle çok ünlü bir moda şirketine çizimlerim için iş görüşmesine gittim. Üniversite yıllarında yaptığım ve hala da yapmaya devam ettiğim kıyafet çizimlerimi gösterdim. Her şey harika gidiyordu. Ne kadar basit gibi görünse bile bir şeyleri sunacağım için çok çalışmıştım. Beğenmişlerdi ve birkaç gün sonra arayacaklarını söylediler. Bir taksiye atladım, eve gittim. Sunumum güzel geçtiği için tam mutluluğumu paylaşacak iken bir köşede oturan babamla Sevim ablanın (üvey annem) ağladığını gördüm. Bir ebeveyninizin ağladığını görmenin ne üzücü olduğunu yaşayan bilir. Yüzlerine bakıp durumun ciddiyetini anlayınca yanlarına gidip sordum:
''Ne oldu baba niye ağlıyorsunuz?''
Babam iç çektikten sonra cevap verdi
''Ezgi, tatlım sanırım varlığımızı kaybediyoruz''
''Neden varlığımızı kaybediyormuşuz?''
''Sana söylemediğimiz çok şey var ama kısacası..''
''Evet baba kısacası ne?''
''Biliyorsun ki biz bir ünlü şirketle iş yapmıştık sonra da iflas edince borç almıştık ama o borcu bir türlü ödeyemedik ve o borç aldığımız adam yani Yiğit Kılıç evi o borç için elimizden alacağını söyledi.''
Babam bunları anlatırken aklıma hayatımızın en zor zamanlarını yaşadığımız günler geliyordu. O kadar zengindik ki babam daha çok kazanmak istiyordu. Bir gün daha çok para için Yiğit kılıçla iş yapmıştı ve gözünü öyle bir hırs bürümüştü ki daha çok kazanmak için kumara başvurmuştu tüm paramız gitmişti. Villada yaşıyorduk ama yiyecek ekmeğimiz yoktu. Babam da son çare olarak borç almıştı. Ama bu 5 sene önceydi o adam bu kadar zenginken neden borç peşindeydi?Şu anda eskisi kadar zengin değildik o borç çok fazlaydı ve babam ödeyemezdi. Ayrıca o Yiğit Kılıç babamın parayı toparlaması için 2 gün süre vermiş. 5 senede olmayan şeyin iki günde olacağı yoktu.
Tam kalkıp odama giderken Yeşim (üvey kardeşim) gelmişti. Neden ağlıyorsunuz diye babama sorarken ben çoktan odama varmıştım. Mutluyken bir anda bu kadar şey fazla gelmişti sanki. Bu kadar şey için bugünü mü beklemişlerdi?
Bunları ailecek oturup konuştuğumuzda keşke babam kumara başlamasa diyordum. İlk zamanlarda kumar oynadığı için babamdan nefret bile etmiştim ama zaten o da çok pişmandı. Daha çok düşünüp babamı da üzmek istemiyordum. Ne zaman babamın yaptığını hatırlasam acaba annemin yanında olsaydım nasıl olurdu diye soruyorum kendi kendime. Ama babamın söylediklerine bakarsak mutlu olamazmışım çünkü babam ile annem sürekli kavga edermiş annemde kavga ettikleri için babamı hiç sevmez ne yemek yapar ne de babamı takarmış. İşin garip tarafı ben 1,5 yaşındayken ayrılmışlar ve 2,5 yaşında üvey annemden kardeşim olmuş. Burada ne gariplik var diyecekseniz babam ayrıldığı gibi üvey annemi mi bulmuş? Eğer bulduysa da bulduğu gibi çocuk mu yapmışlar? 1 senede bu kadar büyük şeyler nasıl yaşanmış? Ergenliğimde kafaya çok taktığım için babama sormayı denemiştim ama geçiştirmişti. Annemi bulmayı denedim ama sadece adını biliyordum. Annemin adı Melek'ti. Acaba babam yalan söylüyordu da annem adı gibi Melek gibi miydi?
Kafama eskisi kadar takmam ama arada oturup öylece düşünürüm. Ben bu düşüncelerde boğuşurken Yeşim ağlayarak odaya geldi. Biraz durduktan sonra konuşmaya başladı:
''Ezgi eğer biz bu evi kaybedersek köydeki eve yerleşecekmişiz. Peki ya benim üniversitem bitmedi ve hiç ev kiralayacak kadar yatırım yapmadım. Ne olacak şimdi?''
Hiçbir şey diyemiyordum öylece kalakalmıştım. Zaten 2 gün süre vermişlerdi. Beni bu 2 günlük sürede iş için arasalar bile o parayı kazanacak halim yoktu.
''Dur bakalım 2 gün süre vermişler eve bir gelsinler konuşmayı deneriz üzülme sen.'' dedikten sonra telefonu elime aldım yatağa uzandım. Bir şeyler yapmak gerekiyordu ama maalesef o yapılması gereken şeyi bilmiyordum. Telefonu kapatıp gözlerimi de kapattım. Şu an gözlerimi kapattığımda gelen hayallere girmek istedim. Ama bunları düşünmeye fırsat kalmadan uykuya daldım.
.
.
.
Merhabalar Wattpad ailesi hikayemin ilk bölümüyle karşınızdayım. Hikayelerde ilk bölümde genelde o kişileri tanıma amacı taşıdığı için sıkılabilirsiniz ama lütfen hızlı karar vermeyin ve yükleyeceğim diğer bölümlere de bakın. İlla ki beğenenler olacak beğenmeyenler olacak ama lütfen saygı çerçevesi içinde yorum yapalım. Eğer beni desteklemek isterseniz hikayemi oylamayı yorum yapmayı ve yeni bölümler için takipte kalmayı unutmayın. Diğer bölümde görüşmek üzereeeee :))))
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ummadık Bir Anda
Novela Juvenil"Ezgi, sana bir şey söyleyeceğim." Midemde kelebekler uçuşuyordu. Herhalde 100 değil, 1000 tane uçuşuyordu. Başka bir açıklaması olamazdı çünkü. Her geçen saniye, midem daha tuhaf olmaya başlamıştı. "Dinliyorum." "Seni şu an öpmeyi o kadar çok isti...