Jimin ortaya attığım fikre baştan sona karşı olmasına rağmen onu bizim eve sürüklüyordum. Annemi arayıp, kahvaltıya bir misafir getireceğimi söyleyip telefonu kapatmıştım. Hattın öbür ucunda çıldırışlarını tahmin edebiliyordum.
Gözümden kaçmamıştı, Jimin'in hazırlanışı normalden daha uzun sürmüştü ve şuan onda gördüğüm en münasib kombini üzerindeydi. Küfürler, yılanlar, kuru kafalar, çıplak kadınlar ya da transparan şeyler yok olmuştu birden.
Sarı, Mini'nin resminin basılı olduğu bir tişört ve altında küçük kalplerin ve cebine doğru sarı kelebeklerin uçtuğu siyah bir pantolon giymişti. Dudağında parlatıcı yoktu ve yüzüklerini azaltmıştı. Ona değişmesine gerek olmadığını söylemek istemiştim ama kendini on kez aynadan kontrol edişinin tatlılığı karşısında susuverdim.
Sonunda Jimin'in evinden çıkıp bizim eve doğru sakin sakin yürümeye başladık.
- Mini çok tatlı.
Jimin gülümsedi.
- Öyle. Henüz çok küçük.
Küçüktü. Yavru denebilirdi.
- Bana Yoongi getirdi Mini'yi. Başta ismini Yoon koyacaktım ama beni kediyi geri almakla tehdit etti.
- Senin için mi sahiplenmiş?
- Aslında Tae ile bulmuşlar. İkisi de bir kediye bakmak için fazla vurdumduymazlar.
- İkisi iyi anlaşıyor... Ve hiç ayrılmıyor gibiler.
Jimin ağzını açtı ama geri kapattı. Sonra birden bağırdı.
- Sana bir şey söyleyeceğim.
Heyecanına karşı gülümsedim ve arkada kaldığı için elini tutup yanıma çektim. Ve elini bırakmadım.
- Aslında ikisinin arası... tahmin ettiğinden daha iyi.
- Hmm. Sen ve Yoongi gibi mi? Kardeş gibi yani?
Jimin artık tanıdığım kahkası ile dünyadan bağlantımı koparttı ve bana bakarken tutup geri çekti.
- Neden birbirine aşık herkesi kardeş sanıyorsun?
- Öyle yapm- Ne? Taehyung ve Yoongi mi?
- Hıhı. Ahh. Jennie ve Junghyun için kavuşamıyorlar diyoruz ama aslında ikisi sadece utangaç. Ancak Yoongi ve Taehyung daha zorlu. Birbirlerini sevdiklerini biliyorlar ama bir türlü kavuşamadılar. Yoonie bana Tae ile yakın arkadaş olduğum için anlatmıyor ve Tae de Yoonie abim olduğu için anlatmıyor.
Paradoksa güldüm ve şaşkınlığımı saklamadım.
- Sürekli yapışık geziyorlar ama hiç düşünmemiştim.
- Onlar hakkında en detaylı bilgi Namjoon'da.
Bu şekilde geçen yolun ardından evin önünde durduğumuzda ve Jimin ciddiyetle bana bakıp 'Sakın beni utandıracak bir şey yapma.' dediğinde sevgilimi ailemle tanıştırıyormuş gibi hissetmekten geri duramamıştım.
- Jungko- Jimin?
İşte bu canım annemin tepkisiydi. Ve ardından abimi duydum. Koşarak kapıya geldi ve annemi kendine getirerek kapıyı iyice açtı.
Sonrası çok hızlıydı. Masa çabucak hazırlandı ve kimse kimseyle konuşamadan masaya oturuverdik. Ancak babam yediğim lokmayı boğazıma dizdi.
- Jungkook'un sana aşık olmasına şaşırmamalı.
Çiğnediğim lokmam boğazıma uçup beni bir öksürük krizine sokarken Jimin de tepki veremeyip ölmemem için belimi sıvazlıyordu ve abimin babamı dürttüğünü gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melek İzi | Kookmin
FanfictionDört duvar arasında yaşam süren Jungkook'un gökyüzünü gözlerinde gördüğü Jimin'e olan takıntılı aşkı - ve bu aşkın Jungkook'un karakterinde yaptığı derin değişiklikler, izler hakkında bir kitap. 18 bölümü de Jungkook'un bakış açısıyla anlatılıyor v...