Melek İzi | Kookmin

Tanrının bağrından bir parça

- Yani Yoongi ile anneleriniz aynı mı?

Başını salladı ve içine beni de çektiği sarı battaniyenin altından zar zor meyve suyunu yudumladı.

- Ama Yoongi'nin babasıyla evli ve Yoongi de senden büyükse...? Oh.

- Aynen öyle. Annem Yoongi'nin babasını aldatmış ve ortaya ben çıkmışım.

- Sonra boşanmamışlar mı?

- Yoongi'nin babası boşanmak istemiş ama annem beni aldıracağını söyleyince itiraz etmiş. Benim yaşamam karşılığında boşanma davasını geri çekeceğini söylemiş. Yani benim canıma karşılık ömrünün kalanını kendisini aldatan bir kadınla geçirdi.

- Vay canına.

- Yoongi'nin babasını severim. 7 yaşıma kadar ona baba dedim ve sonra annem benden sıkılıp, beni gerçek babama bıraktı ve 15 yaşıma kadar bir daha onları görmedim.

Meyve suyu bittiğinde yanına bıraktı ve rüzgarın uçurduğu saçlarını düzeltti. Sesli söylemek istedim ama söylemedim: Annenden nefret ediyorum Jimin.

- Sonra ne oldu?

- Yoongi buldu beni. 18 yaşına yeni girmişti. Annemle kavga edip beni almaya gelmiş. Üstünden yıllar geçtiği için başta tanıyamadım. Ama sonra bir şekilde her şey yoluna girdi. Beni babamın elinden kurtardı.

- Peki Yoongi'nin babası? Eve dönmeni istemedi mi?

- İstedi tabi. Ama ben annemi istemiyordum. O da bana o küçük daireyi aldı.

Bir süre sustuk. Bana kendini anlatmasını seviyordum. Hiç sıkılmadan sonsuza kadar dinlerdim.

- Yoongi'yi çok seviyorum.

Yüzünde küçük bir gülümseme vardı. Ben de seni çok seviyorum, demek istedim.

- Neden tartıştınız?

- Ağladığım için kızdı. Sonra ben de kızdığı için ağladım.

Kıkırdadı ve bu gülüşünde kaybolmama sebep oldu.

- Cenazeye gitmeme izin vermedi ve sabah kendimi eve kilitli buldum.

Ne!?

- Taehyung gelip kapıyı açtı ve ardından Yoongi geldiğinde birden kavga etmeye başladılar... Sonra gitmek istediğimde Taehyung izin vermedi ve bu sefer de biz kavga ettik. Bok gibi bir sabahtı. 

Ve ben bayılmış gibi uyuyordum.

- Jimin... baban sana ne yaptı?

- Bunu konuşmayalım Jungkook.

Konuşmalıydık ama. En çok da canını acıtan şeyleri bilmek istiyordum. Acına ortak olmak ve sonra tek tek sarmak istiyordum.

- Namjoon mu getirdi seni öğlen?

- Hm. Kardeş olduklarını sanıyordum ama evlilermiş.

- Ne?

Kahkaha atarak bana döndü. Keşke görseydi gözlerimden taşan merhameti.

- Namjoon ve Seokjin görebileceğin en evli tipler. Yani onlardan daha evlisini göremezsin. 

- İkisine imreniyorum.

Kısık bir sesle söylemiştim ama onun da dikkatini çektim. Cevap vermek istediği her halinden belliydi. Yine de sustu.

Aklıma pembe fular geldiğinde Jimin'e sormanın mantıklı olacağını düşündüm.

- Orada... Taehyung'a sarılan bir kız vardı?

- Evet, Jennie. Taehyung'un kardeşi.

Jennie ismini bir keresinde abimin ağzından duymuştum. Başımı salladım ama Jimin meraklandı.