6.bölüm

579 25 2
                                    

Kupasını masasına bıraktıktan sonra bileğimi yakaladı.
"Burçin..."
"Efendim?"
Bileğimden çektiğinde göğsüm çarptı.
"Bir şey mi oldu?"
"Sadece bir şey soracağım ama çekiniyorum."
Kaşlarımı çattım.
"Ne gibi bir şey?"
"Belindeki morluk-"
Dudaklarım gerildi.
"Onu görebilir miyim? Ona göre krem vereceğim. Canını acıtıyordur."
Bileğimi bırakırken dudaklarımı yaladım.

Bol tişörtü biraz çekiştirip ona döndüm. Arel eğilerek elini morluğa koydu.
"Tamam. Kapatabilirsin."
Ayağa kalkıp tekrar çekmecelere eğilirken tişörtümü düzelttim.
"Bu kremi de sabah akşam sür. Bununla aynı şekilde oluşmuş yaraların varsa onlara da sür."
Kafamı salladım.
"Sen, ne zaman gördün?"
"Üstün değiştirilken odadaydım ama sadece orayı gördüm. Merak etme."
"Tamam."
Dudaklarını birkaç kez açıp kapadı.
"Teşekkür ederim."
Arkamı dönüp kapıya ilerledim. Aklıma gelen şeyle birlikte duraksayıp arkamı döndüm.
"Şey... bu ilaçlar hakkında endişelenme lütfen. Hepsini yenileriyle değiştirip geri getireceğim. İyi geceler."
Kapıyı kapatıp salona ilerledim.

"Önce bu hapı yut. Sonra bunu. Diğerini yarın almaya başlarsın."
Gökay'ın elindeki hapları dediği sırayla aldım. Uzattığı sudan büyük büyük yudumlar aldım.
"Otur koltuğa."
Çok hızlı su içtiğim için nefes nefese kalmıştım. Nefesimi düzenlemeye çalışırken tekli koluğa oturdum. Gökay ayak bileklerimi tutarak ayaklarımı kremledi ve sardı.
"Kendine de sürmelisin."
Gökay kafasını salladı.
"Kas gevşetici hapı da al."
"Tamam."
Elindeki kremleri de sildikten sonra ayağa kalktı.

"Gerçekten teşekkür ederiz Aral."

Benim için çok utanç vericiydi. İlk defa yabancı bir evde kalıyordum.

Aral gülümsedi.
"Ne demek!"
Gökay ortalığı toparlamaya başladı.
"En kısa zamanda geri ödeyeceğimizden emin olabilirsiniz."
Aral kaşlarını kaldırdı.
"Olur mu canım öyle şey! Siz bizim misafirimizsiniz."

PressureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin