Sessizce geçen yemeğin sonunda tabağım bitince ayağa kalktım. Tabağımı elime aldım.
Ardımdan Aral ve Arel de ayağa kalkınca arkamı döndüm. Tabaklarını tezgaha getirirken Aral'ın telefonu çaldı.
Aral odadan çıkarken Arel bulaşık makinesinin kapağını açtı. Masadaki diğer tabak çanağı kaldırdıktan sonra boşalmış yemek tenceresine uzandım. Arel'in elindeki ıslak tabak kaydığında bir çıtırtı sesi geldi.
"Kırıldı mı? Dikkat e-"
Yanına eğilecekken kolunu hızla havaya kaldırmasıyla dirseği burnuma çarptı.Geriye doğru sendelediğimde hızla doğruldu.
"Burçin."
Burnumdan akan sıcak sıvıyı hissedebiliyordum. Burnum sızlıyordu.
"Tamam. İyiyim."
Kafamı kaldıracakken ensemi tuttu. Kafamı yere eğdi.
"Yere bak."
Kağıt havludan birkaç parça kopartıp burnumun altına koydu.
"Üzgünüm."
"Tamam."
Burnuma dokunduğunda dişlerimi sıktım.
"Acıyor biliyorum. Hızlıca yapacağım."
Burnumun içine peçete sıkıştırdı."Yerde cam var."
"Nerede?"
Yere eğilirken kolumu tuttu. Yerdeki cam parçalarını parmaklarımın arasına alıp ayağa kalktım.
"Otur."
Beni sandalyeye iteledi.
"İyiyim Arel."
Koltuk altlarımdan tutarak beni masaya oturttuğunda yutkundum.
Çenemden tutarak yüzümü yukarı kaldırdı ve peçeteyi çekti.
"Kanıyor mu?"
"Biraz..."Derin derin nefesler alırken yüzüme eğildi.
Birkaç dakika daha burnumla uğraştı.
"Kanamıyor şuan."
"İyi."
Burnumun üstüne hafifçe dokundu.
"Çok acıyor mu?"
"Sızlıyor."
Eğilip burnumun ucuna dudaklarını sürttü.
"Özür dilerim."
"Tamam Arel. Bilerek yapmadın."
"Evet. Bilerek yapmadım."
Arkasını dönüp hızlıca cam kırıklarını topladı.Ardından bana dönüp elini uzattı.
"Başın dönmüyor değil mi? Yaralarına bakabilir miyim?"
Dudaklarımın kenarları gerildi.
Yutkundum.
"Tamam."
Elini tutarken belimden çekti. Beni masadan aşağıya indirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pressure
Romance"Ağlama." Burnumu içime çekerken söylediği kelimeler kulaklarımı çınlatıyordu. "Bunu hak etmiyordum." Kollarımdan çekerek beni kucağına aldığında hıçkırmaya başladım. "Ağlama Burçin. O evi yıktıracaksın-" Elimi dudaklarına koyup kaşlarımı çattım...