8.bölüm

491 25 0
                                    

Aklıma takılan şeyle birlikte doğruldum. Gökay horlaya horlaya uyuyordu. Karşılıklı kanepelerde yatıyorduk.
Sehpanın üstündeki telefonuna uzandım. Şarjı az kalmıştı ve ekranı fazlasıyla karanlıktı. Mesaj kutusuna baktığımda son on mesaj kart iptalleriyle ilgiliydi. Amcam tüm kartlarını iptal ettirmişti. Telefonum açıldığında benim de göreceğim manzara büyük ihtimalle buydu.

Ne yapacağımızı hiç düşünmemişlerdi.
Nereye gideceğimizi?
Ne yiyip ne içeceğimizi?
Çocuklarını bu kadar kolay silmeleri...

Gökay'ın telefonunu bırakıp derin bir iç çektim.
Asıl önemli olan şimdi ne yapacağız?
Nerede kalacağız?

Saçlarımı karıştırarak ayağa kalktım. Koridora çıktığımda kapı açılma sesi duydum.
Arel'in kapısı...

Arel kafasını kaldırdığında el salladım.
"Oh, sen de mi bu saatte uyandın?"
"Öyle de denebilir."
Hiç uyumadım.
Tuvaletin kapısını işaret etti.
"Önce sen gir."
"Tamam."
Hızlıca tuvalete girip yapmam gerekeni yaptıktan sonra ellerimi yıkadım. El havlusu olmadığı için ellerimi yüzüme, boynuma sürdüm.

Hızlıca çıktığımda Arel yaslandığı duvardan doğruldu.
"Biraz önce uyumadığını mı söylemeye çalıştın?"
"Öyle de denebilir."
Tuvalete girerken yutkundu.
"Uyumalısın."
"Deniyorum."
"Yatağına git. Çıktığımda uyumana yardım edeceğim."
"Peki."

☆☆☆☆☆

Gözlerimi tavana dikerken ellerimi havaya kaldırdım.

Sanki parmaklarımın arasında bir fırça vardı ve ben de tavanı boyuyordum. Böyle hissederken kollarımı ve ellerimi anlamsızca hareket ettirdim.

"Oyun mu oynuyorsun?"
İrkilerek kollarımı indirdim. Yanı başıma gelip oturdu.
Eliyle kafamı tutarak havaya kaldırdı ve yastığıma bir şey döktü.
"Eğer uyuyamazsan odama gel olur mu?"
"Tamam."
Şişenin kapağını kapattıktan sonra yüzüme baktı.
"Oyununu bana da öğretmeni isterim."
Utançla dudaklarımı büzdüm.
Resmen dalga geçiyordu!

"Şaka yapmıyorum."

PressureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin