"Şuradan dönelim."
Gözlerimi kısarak etrafa bakınırken adımlarımı yavaşlattım.
"Biz buradan geçmiştik."
Benimle birlikte adımlarını yavaşlattı.
"Bizim eve gelirken mi?"
"Hı hı..."
Elini alnıma doğru uzattı.
"Başın ağrımıyor muydu?"
"Ağrıyordu ama hayal meyal hatırlıyorum."
"Başka bir sokağa sapalım."
Kafamı olumlu anlamda salladım ve tekrar eski hızıma döndüm. Bir süre arkamda kaldıktan sonra sola doğru kafasını çevirdi."Bu sokaktan girelim mi?"
"Olu- oh, orada insanlar var sanki."
"Küçük bir sokak. Hızlıca geçebiliriz."
"Tamam."
İki karanlık silüet...
Dip dibe duruyorlardı.Sokağa girdiğimizde ilk dikkatimi çeken kötü koktuğuydu.
Silüetlerin arkasından geçerken sesli bir inleme duyduğumda ürperdim.
Tanrı'm biz de bu sokaktayız!
Arel montumun kapüşonunu kafama geçirdikten sonra çekiştirdi. Sokaktan çıktığımızda şişirdiğim yanaklarımı söndürdüm."Üzgünüm. Sadece durduklarını sanmıştım."
"Sorun değil. Gerçekten bu sokaktan geçmemiz gerekebilirdi. Bizi fark etmediklerini düşünüyorum."
Nasıl bu kadar odaklanmış olabilirler?"Bir gün daha kalın."
"Efendim?"
"Bizle diyorum. Bir gün daha kalın."
"Bilmiyorum. Gökay bunu kabul etmeyecektir."
"Sen kabul et."
"Hı?"
"Sen kabul et diyorum."
"Olmaz. Gökay..."
"Peki ya sen Burçin?"
"Ben iyi olacağım."
"Her şekilde mi?"
Sertçe yutkundum.
"İyi olmaya çalışacağım."Elini sırtıma uzatıp montumu yukarı çektiğinde kaşlarımı çattım.
"Ne yap- AH!"
Sırtımdaki morluğa dokunduğunda bağırdım.
"Gerçekten acıdı!"
"Yara var çünkü."
"Hadi canım!"
Parmaklarıyla hafifçe okşarken kolunu ittim. Montumu düzelttikten sonra arkamı döndüm.
"Eve dönelim. Yoruldum."
"Buradan da gidebiliriz."
"Burası daha yakın."
Montumun iplerinden yakalayıp çekiştirdi.
"Yine o sokaktan geçmek istiyorsan dönelim."Dudaklarımı birbirine bastırdım.
"O kadar da yorulmamışım. Hadi buradan dönelim."
Hafifçe gülümsediğinde kafamdan kayan kapüşonu düzelttim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pressure
Lãng mạn"Ağlama." Burnumu içime çekerken söylediği kelimeler kulaklarımı çınlatıyordu. "Bunu hak etmiyordum." Kollarımdan çekerek beni kucağına aldığında hıçkırmaya başladım. "Ağlama Burçin. O evi yıktıracaksın-" Elimi dudaklarına koyup kaşlarımı çattım...