Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda içerisinin aydınlık olması aşırı rahatsız etti. Mırıldanarak yorganı kafamın üstüne kadar çekerek uykumun kaçmasını önlemeye çalıştım.
"Senin odanda mı uyuyor?"
"Evet."
"Arel, kızı rahatsız etmiyorsun değil mi?"
"Aral, boş konuşuyorsun. Yorgunum zaten."
"Ben çıkıyorum. Burçin'e dikkat et."
"İyi dersler."Ayakta gözlerimi ovuştururken Arel içeri girdi. Dış kapının kapanma sesi geldiğinde Arel kapısını açtı.
"Uyandın mı güzelim?"
Kafamı sallarken kupasını masaya bıraktı. Yanıma yaklaştığında kafamı göğsüne koydum.
"Günaydın."
"Günaydın."
Yanaklarımı tutarak kafamı kaldırdı. İki yanağımı da sertçe öptü.
"Saat kaç oldu?"
"Ona geliyor."
"Sekizde mi kalktın?"
"Evet.""Hala uykum var."
"Uyu istersen."
"Olmazz..."
"Neden?"
"Sen uyandın çünkü. Odandan çıkmam lazım."
Gözlerim uykusuzluktan kapanırken kafamı yastığa bıraktı.
Üstümdeki yorganı bilinçsizce itelerken tekrar üstüme örttü.
"Sıcak Arel."
Bir anda yorgan üstümden çekildiğinde tek gözümü açtım.
"Bu sefer de soğuk oldu."
Mırıldanırken yorganının yere düşme sesi geldi.Bacaklarıma değen havanın hissi nedensizce rahatsız etmişti. Elleri üstümdeki sweati çektiğinde yana dönmeye çalıştım.
"Dur, bebeğim."
Sweati göğüslerimin altına kadar sıyırdıktan sonra bir soğukluk hissettim. Gözlerimi kırpıştırarak açtım.
"Krem mi sürüyorsun?"
"Evet. Çabuk iyileşsin."
"Ama uykum açıldı."Yaralarım iyileşmesin Arel.
İyileşirse bu rüya bitecek.
Bir daha yakınlaşmamız için sebep olmayacak."Bacaklarına uyandıktan sonra sürerim."
"Tamam."
"Yine o tatlı şeyi yapıyorsun."
Elimi omzuna koydum. Üstü çıplaktı.
"Üşümüyor musun?"
"Biraz önce sıcak diyordun."
"Yorganım varken sıcaktı."
Sweatimi aşağıya çekti. Popomun altına kadar...Eliyle bacağımı ovuşturdu.
"Üşümemişsin."
"Yalan mı söyleyeceğim?"
Tersledikten sonra gülümsedim.
"Öyle bir şey demedim güzelim."
Yanağımı koklayarak öptükten sonra yataktan kalktı. Masasına oturdu. Kupasını dudaklarına götürüp büyük bir yudum aldı.Ona doğru dönüp dizlerimi karnıma çektim. Yastığı kollarımın arasına alıp onu izledim.
Kafasını hiç kaldırmadı."Çok mu yakışıklıyım?"
Gözlüğünü düzelterek kafasını kaldırdı.
Kıkırdayarak kafamı kaldırdım.
"Çoookkk..."
Dalga geçercesine söylediğimde yutkundu. Sandalyesini geriye itti. Ayağa kalkarak yanına gittim ve kucağına oturdum. Kafamdaki kapüşonu açarak saçlarımı serbest bıraktı.
"Sen de çok güzelsin."Bu söylediği kalbimi acıttı. Dudağımın kenarındaki yaraya dokundum.
"Bunlarla da güzel miyim?"
Gülümsemesi durdu. Ciddileşti. Dikleşti.
"Onlar güzelliğini değiştiremez."
Kolları etrafıma dolanırken nefesi yüzüme çarptı.Dudaklarına baktım. Ellerimi yanaklarına koydum. Baş parmaklarımı dudaklarına koydum.
"Burçin."
"Hm?"
"Yapma."
"Neyi?"
Bileklerimi tutarak parmaklarımı öptü.
"Ortamı sıcaklaştırıyorsun."
"Ama ben de sıcaklaşıyorum Arel.""Peki aklımdan geçen şeyi yaparsam bu bir sorun olur mu?"
"Aklından geçen şey benim de aklımdan geçiyor mu?"
"Bilmiyorum. Aklından geçen şeyi yaparsan bunu sana söyleyeceğim."
Parmaklarımı dudaklarından çekerek doğruldum. Bir elimi ensesine koydum.
"Aynı şeyi düşünmüyorsak üzgünüm."Dudaklarımı dudaklarına bastırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pressure
Romance"Ağlama." Burnumu içime çekerken söylediği kelimeler kulaklarımı çınlatıyordu. "Bunu hak etmiyordum." Kollarımdan çekerek beni kucağına aldığında hıçkırmaya başladım. "Ağlama Burçin. O evi yıktıracaksın-" Elimi dudaklarına koyup kaşlarımı çattım...