22.bölüm

363 18 2
                                    

Gözlerimi kırpıştırarak araladığımda odadaki hafif ışığı fark ettim. Kafamı yavaşça döndürüp arkama baktım. Arel'in masasındaki ışık yanıyordu. Kollarımı yastığımın altından çekerek doğruldum. Dizlerimin üstünde yükseldim.
"Ders mi çalışıyorsun?"
Hafif hafif oynayan dudakları durdu.
"Uyandın mı?"
Gözlerimi ovuştururken büyükçe esnedim.
"Uyuyakalmışım."
Ayağa kalkıp yanına ilerledim.
"Yatağını işgal etmiş oldum. O yüzden mi uyumadın?"
Birlikte uyumak istememişti büyük ihtimalle. Kendi evinde de koltukta yatmamalıydı.

Kafasını olumsuz anlamda salladı. Bileğimden çekerek beni kendine yaklaştırdı.
"Otur."
Bacaklarının arasına girip dizine oturduğumda dudaklarını araladı.
"Masaya oturacaksın sanmıştım."
Kitaplarını iteleyen eli duraksadı.
"Oh, üzgünüm."
Ayağa kalkıp masaya oturacakken kolunu belime doladı.
"Hayır. Hoş oldu böyle."

"Anatomi mi çalışıyorsun?"
"Evet."
"Ama yorulmuşsun."
"Olsun. Sınava az kaldı."
"Kaçında?"
"4 eylül."
Kaşlarımı kaldırdım.
"Anladım. Rahatsız ediyorum değil mi?"
"Hayır. Zaten mola verecektim."
Dizini kımıldatarak beni biraz daha kendine yaklaştırdı.
"Molan ne kadar?"
"Yaklaşık on."
"Uyumayı düşünmüyor musun?"
Masasının üstündeki cep saati eline aldı.
"Saat daha bir buçuk. Üçte uyuyup sekizde kalkıyorum."
"Her gün mü?"
"Her gün."

Elini bacağıma koyup dikkatlice okşadı.
"Sıcaklamışsın."
"Evet. Üstümdeki kalınmış bayağı."
Masanın üstündeki fincanına uzanıp dudaklarına götürdü.
"Kahve mi içiyorsun?"
Kupayı dudaklarından uzaklaştırıp benim dudaklarıma sürttü. 
"İç."
Bir yudum aldığımda ağzımda yumuşak bir çay dokusu hissettim.
"Papatya mı?"
Kupasından bir yudum daha alırken gözlerini yumdu.
Öyleymiş.

"Nerede okuyorsun?"
"İstanbul Teknik."
"Ne okuyorsun?"
"Mimarlık."
"Yeteneklisin yani."
"Daha başlamadım."
"Oh, birinci sınıf olacaksın değil mi?"
"Kaydımı yaptırmadım henüz."
"Ne zamana kadar?"
"Gelecek hafta bitiyor."
"Cuma günü mü?"
"Sanırım."

"Pazartesi görüşmeye gidelim."
Kaşlarımı çattığımda güldü.
"Yazdıralım seni okula."
"Dondurmayı düşünüyorum."
Hızla dikleşti ve kaşlarını çattı.
"Neden?"
"Para kazanmalıyım."
"Hayır, Burçin. Önce okul."
"Arel..."
"Tamam. Sonra konuşalım."

Kolunu dizlerimin altından geçirip beni kucakladı ve ayağa kalktı.
"Arel, dur."
"Bu konu hak-"
"Altımda bir şey yok."
Duraksadı. Beni yere bıraktı. Taytıma uzanacakken dolabına yöneldi.
"O taytı giyme."
"Neden?"
"Bacakların acımıyor mu?"
Eşofmanlarından birini bana giydirdikten sonra iplerini sertçe sıktı.

PressureHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin