(Bölüm adlar çok yaratıcı oluyor değil mi?)
Yazar
"Siktir!"
Gözlerinden yaş akarken yüzüne kapatılan kapıya uzunca baktı. Sonra tekrar ve tekrar zile basmaya başladı. Ama açmıyordu ve Jeongin biliyordu ki bu kapı hiç aralanmayacaktı.
Hyunjin onu çok severdi. Hâlâ da seviyordu fakat söylediklerinden sonra kolayca affetmeyi düşünmüyordu.
Jeongin pes ettiğinde ayakkabı giymek için yapılmış oturma yerine geçti. Derin derin nefes alırken telefonunu çıkarmıştı. Aklında bir fikir vardı.
"Alo abla!"
"Ne var yine be?!"
"Ya kapıyı yüzüne kapattı. Anahtar lazım, gelip verebilir misiniz?"
"Oldu canım benzin fiyatı beleş miydi?!"
"Ya abla!"
"Uf sus be! Ben böyle olacağını biliyordum. Saksılar var ya içlerinden birinde anahtarı koydum."
"Sen var ya çok zekisin. Öp anlına koy yani. Teşekkür ederim. Kapatıyorum ben!"
"Kapat eşek!"
Jeongin hızla kapatıp karşısındaki çiçeklerin yanına çömeldi. İçlerine bakarken mavi bir saksıda aradığını bulmuştu.
Anahtarı yuvasına çevirip kapıyı açtığında derin bir nefes aldı. Ayakkabısını çıkartıp içeri sessizce girdiğinde gözleri kapısı olamayan oturma odasına kaydı. Hyunjin orada değildi. Yani misafir odasındaydı.
Yavaşça adımlarını o odaya yöneltirken ürküyordu. Odanın önüne geldiğinde kulpu tuttu ve yavaşça aşağı çekti. Kapı yavaşça aralanırken kalbinin atışı tam tersine hızlanıyordu.
İçerideki oğlan 2 kişilik yatakta beyaz yorgana sarılmıştı ve bilgisayardan bir şeyler izliyordu. Belli ki kulaklığı takılıydı ve onun girdiğini görmemişti. Burnunu çekiyordu. Evet hafif ağlamıştı fakat bunun başka bir sebebi vardı. Hyunjin hasta olmuştu.
Odaya yavaşça girerken diğeri onu hâlâ fark etmemişti. İzlediği şeye öyle bir odaklanmıştı ki dikkatini çekmemişti.
Hyunjin'in köpeği Kkami sahibinin yanında uzanıyordu. Diğeri yumuşak tüylerini hafif severken uykuya kalmıştı belli ki. O sırada düşündü Jeongin. Keşke Hyunjin'i kırmasaydım da yanında ben olsaydım diye.
Kapıyı kapatmadan hafifçe sevgilisine yaklaştı. Köpeğin gözlerini duyduğu sesten aralarken Jeongin yavaşça yatağa oturmuştu. Hyunjin korkuyla yerinde zıplarken yanlarına gelen kişiye odaklanmıştı. İzlediği dizideki olaya korkarken birden yanına birisi oturması onu korkutmuştu. Hemde kapıyı yüzüne kapattığı sevgilisinin gelmesi onu şok etmişti.
Hızla kulaklıklarını çıkartıp ayağa kalkarken
"Sen nasıl girdin buraya?!" diye bağırmıştı. Jeongin geri ayaklanırken
"Anahtarla..." diye mırıldanmıştı.
"Ben seni kovmadım mı buradan, kovdum. Niye giriyorsun ha niye geliyorsun. Konuşmak istemiyorum seninle. Bana söylediğin o kadar şey varken senin yüzüne bile bakmamam gerekiyor normalde! Ancak sen bunu anlamayacak kadar üstüme geliyorsun benim!"
Hyunjin kelimelerini dikkatle seçerken karşısındakinin ne düşündüğünü umursamamıştı. Aslında kıracak bir şey söylememişti, tamamen doğru söylüyordu. Ama bir şey vardı, gerçekler her zaman can açtırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Stupid For Loving You / Hyunin
Fanfiction"Ben onu çok seviyorum ama nasıl sevmek bak anlatıyorum. Bakışları herkesinkinden daha güzel. Kolları ateşten daha sıcak. Ağlaması denizde boğulmaktan beter. Etrafında olmak en güvenli yerden daha güvenilir. Her yönden en iyisi o. Hiç bir şeyde kötü...