Hyunjin
Yorucu bir Cuma gününden sonra eve gelmiş ve yemek yemiştim. Dinlenmeden önce ılık bir duş almak için lavaboya gittim. Duşa kabine girmeden önce yüzüme baktım. Bu aralar fazla yorulmuş ve iyice solmuştum. Son olanlar beni fazlasıyla etkilemişti. Başıma bir belaya sokmuş gibiydim. Ancak bunlar Jeongin içinse her şeyi yapabilirdim.
Ilık diye bahsettiğim ancak sanki kaynar su gibi olan duştan çıktığımda mor bornozumu üstüme geçirdim. Saçlarımı havluyla hafif kuruttuktan sonra lavabodan çıktım. Koridordaki soğuk hava tenime çarparken titremiştim ama bunu önemsemedim ve odama gittim. Kapıyı kitledikten sonra yatağıma oturmuştum. Şarjda olan telefonu elime alıp baktığımda kaşlarımı çattım. Jeongin beni çokça aramış ve bir sürü mesaj atmıştı. Telaşlandığım için mesajları okumadan hızlıca onu aradım. Biraz çaldıktan sonra telefonu açmıştı.
"Jeongin ne old-"
"Ben senin kadar adi şerefsiz biri görmedim! Nasıl yaparsın bunu bana ha! NASIL YAPARSIN?!"
"Hiçbir şey anlamıyorum. Ben ne yapmışım?"
"Bir de bilmezlikten geliyorsun! Bu yaptığını unutmayacağım. Asla ve asla unutmayacağım!.." O sinirle bağırırken hızla ayağa kalmıştım. Ben ne yapmıştım da o bu kadar sinirlenmişti?
"Sevgilim cidden ne yaptım bilmiyorum. Bana anlatır mısın?" Sorduğum soru ile derin bir nefes almıştı. Odada turlamaya başladığımda elim ayağım titriyordu.
"Ne yaptığını beni aldattığın kıza söyle sana o anlatsın! Cidden sana inanamıyorum." Ağızından kelimeler teker teker dökülürken yere çöktüm. Ben asla öyle bir şey yapmazdım.
"Jeongin ne diyorsun?! Ben asla öyle bir şey yapmadım, yemin ediyorum yapmadım!"
"Bana fotoğraflar attı, anlattı. Yani elinde kanıt vardı. Senin yalandan söylediğin sözlere inanacak değilim! Cidden bana bunu yaptığını inanamıyorum. Ben sana o kadar güvenirken, her zaman yanında dururken bana bunları yaptın ya! Diyecek bir şey bulamıyorum..."
"Bebeğim cidden yemin ederim yapmadım! Fotoğraflar falan nereden çıktı bilmiyorum. Yapmadım asla yapmam! Bana inan lütfe-"
Sözüme devam ederken yüzüme kapatılan telefonla çömeldiğim yerden hızla kalktım. Asla öyle bir şey yapmamıştım. Onu canımdan çok severken, kılına dahil zarar gelmesini istemezken ben böyle bir şey yapamazdım.
Titreyen ellerimi yüzüme götürüp akmaya başlayan yaşlarımı durdurmaya çalıştım. Hızla dolabıma gidip herhangi birkaç kıyafet çıkarmıştım. Kısa kolluyu ve eşofmanı acele ile giydiğimde hızla telefonumu elime almış ve odadan çıkmıştım.
Titreyen ellerimle aileme haber vermeden evden çıkarken tekrar Jeongin'i aramıştım. Ancak anında meşgule atmıştı. Onu tekrar tekrar ararken olabildiğince hızla onun evine gidiyordum. Hava çok soğuktu ve giydiğim şeyler çok inceydi. Fazlasıyla üşüyordum ama bu önemsizdi. Şu an onun yanına gitmek her şeyden önemliydi.
Buz tutmuş yolda hızla giderken ayağımın kaymasıyla yere yapışmam bir olmuştu. Kalkmaya çalışmadan ağlamaya başladığımda cidden çokça çaresizdim.
Ellerimi yere koyup kalktığımda tenime değen soğukluk benim titrememi sağlamıştı. Bunun üzerine bir şey yapmayıp tekrar koşmaya başladığımda gözlerimden akan yaşlar çoğalmıştı. Yapmadığım bir şey yüzünden ayrılmak istemiyordum. Fakat Jeongin de haklıydı. Hangi şerefsizin yaptığını bilmiyordum ancak bana da kanıt atılsa böyle yapabilirdim. Ama ilk önce sevgilime sorardım. Onun gibi yapmazdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'm Stupid For Loving You / Hyunin
Fanfiction"Ben onu çok seviyorum ama nasıl sevmek bak anlatıyorum. Bakışları herkesinkinden daha güzel. Kolları ateşten daha sıcak. Ağlaması denizde boğulmaktan beter. Etrafında olmak en güvenli yerden daha güvenilir. Her yönden en iyisi o. Hiç bir şeyde kötü...