20 - Kıskançlık

312 42 187
                                    

Jeongin

"Bu gece gel benim ol diyemem
Sana ben aşkımı söyleyemem
Utanırım beni öp diyemem
Ele güne sorma beni yaralama
Vurma beni"

"Felix yeter artık, n'olur yeter! Senin Burağına attığın ses kaydı bizim için önemli değil."

"Öyle mi düşünüyorsun cidden Minho?"

"Evet."

Biz bu sefer her zamanki yerimizde değilde kantinin rahatsız edici sandalyelerinde otururken derin bir iç çektim. Sabahtan beri kara düşüncelere dalıp beni unutan sevgilim bana dönüp soran gözlerle bakarken gözlerim sırada bekleyen Chan'a kaydı. Hepimizden ne istediğimizi sorup sonra almaya gitmişti. 

"Acıktım sadece."

"Sabahtan beri böylesin Jeong. Cidden bir şey mi oldu? Söyle hadi!" Hyunjin'in bana dediği şey ile bütün kafalar bana dönerken yayıldığım sandalyede kendimi dikleştirip konuştum.

"Bir şey yok sadece bugün biraz uykusuzum o kadar sevgilim."

"İstersen herhangi bir sınıfta biraz uyu bu tenefüs diğerlerine göre daha uzun sonuçta."

Kafamı hayır anlamında sallarken elinde büyük bir tepsi ile gelen Chan'ı görmüştüm. Masaya koyup yerine geçtiğinde kendi tostumu ve içeceğimi alıp yemeye başladım. Herkes konuşup yemeklerini yerken benim yeterince suratsız olduğumu gören Jisung sandalyesini bana doğru yaklaştırmıştı. 

"Eee Jeong videoyu yarın çekiyor muyuz?"

"Evet çekiyoruz Jisungie! Bu aralar çok boşum, zaten yarın haftasonu istediğimiz zaman çekebiliriz."

"Tamam o zaman! Sen mi bize gelirsin yoksa ben mi size geleyim?"

"Bence en iyisi bir kafeye gidelim. Sürekli evde olmak insanı sıkıyor biraz!"

"Pekii, nereye gidiyoruz?"

"Hmm önceden bir arkadaşımla sürekli gittiğim bir kafe vardı. Cidden çok tatlı ve verdiği hava felanda muhteşem! Kesinlikle oraya gitmeliyiz."

"Okeyy. Yarın ablam sevgilisi ile buluşcak seni de alalım. İlk bizi bırakır sonra kendi işine bakar. Ne dersin?"

"Boşuna zahmet etmeyin ben kendim gideri-"

"Ne zahmeti olcak! Araba ile alacaklar yani kendilerini de yormazlar alsınlar seni."

Sözümü kesen Hyunjin'e dönüp çatık kaşlarla ona baktım. Zaten ona biraz sinirliydim ve bunu yapması beni daha çok bunaltmıştı.

"Aynen Jeong Hyunjin'in dediği gibi zahmet olmaz. Hem kendini yorma. Ablam zaten istediğimiz zaman bizi alıp bırakabilceğini söylüyor. Yani ne ona ne bana zahmet olursun."

"Öyle diyorsan tamam alın beni. Saat kaç gibi peki?"

"On iki uyar mı sana?"

"Bana her zaman uyar."

"Yani saat on ikide evin önünde olalım?"

"Bir dakika bile gecikmeyin döverim sizi!" Yanımdaki dediğime gülerken kafasını aşağı yukarı salladı. İkimiz biraz daha sohbet ettikten sonra çalan zil ile hepimiz sınıfa çıkmak zorunda kalmıştık. 

***

"Bebeğim neden böyle yapıyorsun?"

"Ney yapıyorum?"

"Bana neden trip atıyorsun?"

"Hmm bilmem. Fakat dün okul çıkışı beni acele ile eve gönderip başka bir kız ile konuştuğun için olabilir."

I'm Stupid For Loving You / HyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin