SΐYAH AMBξR 10. BÖLÜM

63 4 17
                                    

Mehmet; Çağkan, Yeşim ve beni sahile getirdiğinde oturduğum yerde bacaklarımı bağdaş kurup dümdüz bir şekilde karşımdaki sahile bakmaya başlamıştım. Kimseden çıt çıkmıyordu çünkü kantinde olanlardan sonra kimsenin söyleyecek kelimesi yoktu.

"Ben Sinan, Pera. Eski kocan."

Bu cümle beynimden silinmiyordu. Ben geçmişimle karşılaşmak istemedikçe o benim karşıma çıkmakta ısrarlı gibi görünüyordu. Ben hatırlamak istemiyorum dedikçe o kendini hatırlatmakta ısrarcıydı.

O beni nasıl bulmuştu? Nasıl bu kadar yakınımıza gelebilmişti? Hafızamın silindiğini nereden biliyordu? Daha cevabını bulamadığım onlarca soru varken üzerine birkaç tane daha eklenmişti ve bu benim için iyi olmuyordu.

"Bu gece uyumak istemiyorum." diye mırıldandığımda Çağkan sanki konuşmamı bekliyormuş gibi hışımla bana dönmüştü. Gözlerim dolmaya başladığında boğazıma oturan yumruyu gidermek için yutkunmuştum, gitmemişti. Sanki bundan beslenmiş gibi daha da büyümüştü.

"Adi köpek." diye tısladı Çağkan. Neşeden uzak bir şekilde gülümsedikten sonra gözümden birkaç damla yaş döküldü. Çok utanıyordum. Herkesin ortasında eski kocan diye otuz iki diş sırıtması çok sinirlerimi bozmuştu. Çağkan'ın gözünün içine baka baka bunu söylemesi beni çok utandırmıştı. Mehmet'in önüme koyduğu kahveyle ona bakmamayı tercih edip başımı ayaklarıma yaslamış göz yaşlarımın akmasına izin vermiştim.

Bir geçmişim vardı. Önce ailem utanmıştı geçmişimden ve bunu silmek için beni kaybetmeyi göze almışlardı.

Bir geçmişim vardı. Yolda görsem dönüp bir daha bakmayacağım bir adamla evlenecek kadar uyuşturucu bağımlısıydım.

Bir geçmişim vardı. Bu hatalarımı fark edip daha sonra bunu düzeltmeye çalışmış beni seven adamın duygularına karşılık vermiştim.

Bir geçmişim vardı. O adamla evlenecektik ve bir bebeğimiz olacaktı. O geçmişim olmasaydı.

Ağlamam hıçkırıklara döndüğünde artık içimde tutamayacağımı fark edip salmıştım kendimi. Bedenimi birisi sarmaladığında kokusundan bunun Çağkan olduğunu anlamıştım. "Pera... Of ya, nereden çıktı o adam?" Yeşim'in kurduğu cümlenin sonundaki soru benim de beynimde dönüyordu.

"Bence baş başa bırakalım Yeşim." Mehmet'in sözlerini onaylamıştı. Yanımızdan ayrıldığının seslerini duyduğumda az önceki sessiz ağlamamın yerini şiddetli sarsıntılar almıştı. Konuşamıyordum. Konuşsam kendimden nefret edecektim çünkü. Bunu kendime ben yapmıştım ve hak ediyordum.

"Pera." Çağkan'ın şefkatli sesiyle silmeye bile yeltenmediğim sulu gözlerimi ona çevirdim. Bu halimi gördükçe kahroluyor gibi görünüyordu. Göz bebeklerindeki hüzün sularını göz yaşlarım besliyordu ve orada boğuluyordum.

"Böyle olmasını istemezdim Çağkan." dedim hıçkırıklarımın arasından. Alnımı öptükten sonra hüzünlü gülümsemesi belirdi yüzünde. "Kim isterdi ki Pera?"

"Bu gece uyumak istemiyorum Çağkan. Bu konuyla ilgili tek bir rüya bile görmek istemiyorum." dediğimde başını yukarı aşağı salladı. "Hatırlamak istemiyorum. Acı çekeceğim, biliyorum." diye devam ettiğimde sakinleşmem için yüzümü tutup kendine bakmasını sağladı. "Bu konu için doktora gidelim mi? Belki sana beynini boşaltacak bir ilaç verebilir."

"Gidelim. Bunu yaşamak istemiyorum." dediğimde başını ağır bir şekilde yukarı aşağı sallayıp dudaklarıma uzun sevgisini dudaklarımdan kalbime aktaracak bir öpücük bırakmıştı. "Bende güzelim. İnan bana." Dudaklarımızı ayırdıktan sonra göz yaşlarımı silip göz altlarıma uzun ama duygusal bir öpücük bıraktıktan sonra hafif gülümsemeyle gözlerime baktı. Az önceki hüzün suları çekilmeye başlamıştı.

Siyah Amber [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin