SΐYAH AMBξR 12. BÖLÜM

45 4 3
                                    

Arabanın kapısını açıp dışarı çıktığımda kendimi bir anda okulun içinde bulmuştum. Silüetlerin geçtiği yerden ilerlemeye başlayıp kaşlarım çatık bir şekilde etrafı incelemeye başladım. Hiçbir şey anlayamıyordum.

"Merhaba." Karşımda bir anda Sinan belirdiğinde gülümsedim. Uzattığı elini tutup; "Merhaba." dediğimde ellerimizi sıkıp birbirinden ayırmıştık. "Bu okula böyle güzel bir bayanın geleceğini tahmin etmezdim."

"Teşekkür ederim." dediğimde yanıma gelip eliyle karşımızdaki uzun koridoru gösterdiğinde ilerlemeye başlamıştım. "Ben Sinan, ya sen?"

"Pera."

Başımı dönmesiyle gözlerimi kapatmak zorunda kalmıştım. Elimi yanıma attığımda gözlerimi açıp yarı baygın bir şekilde arabada açtığımda başım Deniz'in dizindeydi. Gözlerimi açmaya çalışmıştım ama başarılı olamamıştım.

"Bunu yapmak hata olabilir mi sence baba?" Bunu söyleyen Deniz'di.

"O kadar hatanın arasındaki en doğru şey olacaktır Deniz. Daha fazla düşünürsek bir şey kazanamayız." Babamın söylediği cümleleri sadece dinleyebiliyordum. Üzerimdeki ağırlık yüzünden kalkamıyordum. Yerimde kımıldadığımda Deniz tedirgin bir şekilde bana bakıp yeniden elindeki peçeteyi burnuma tutmuştu.

Gözlerim kendiliğinden açıldığında karşımda yazlıktaki ev vardı. "Ne diyorsun? Sence orası burası mı?" Yanıma baktığımda Çağkan eve bakıyordu. Bana dönüp bebeksi suratıyla kalbimde kıpırtılar oluşmaya başlamıştı.

"Biraz tadilattan sonra evet, Çağkan. Orası burası." deyip koluna girmiş başımı omzuna yaslamıştım. Başımın üzerine öpücük koyduktan sonra; "Gel gezelim." deyip evin bahçesine doğru iteklediğinde peşinden gitmeye başladım.

Evin içine girdiğimizde burnumuzu yoğun bir rutubet kokusu kaplamıştı. Köşeleri örümcek kaplamış, parkeler kabarmıştı. "Burası oturma odamız olur! Şu köşeye..." deyip evin solunda kalan köşeye koşarak gittim. "Şömine koyarız. Buraya antik bir masa ve burada da koltuk takımı olur!" Heyecanla evin içinde dört dönmem üzerine Çağkan gülerek yanıma gelip elimi tutmuştu. "Yatak odamıza da bu kadar hevesli olacak mısın?" Muzipçe sorduğu soru üzerine şehvetli bir bakış atmıştım. "Orayı en özel şekilde yaptıracağım."

Dudaklarımız birbirini bulduğunda gözlerim kapanmıştı. Gözlerimi bir mobilya mağazasında açtığımda etrafıma bakınmaya başladım.

"Pera! Güzelim burada tam senin istediğin şey var!" Çağkan'ın sesini takip ettiğimde katalogdan eşya baktığını görmüştüm. O kadar heyecanlı ve hevesliydi ki yanına oturup gösterdiği takıma bakmıştım. "Çağkan! Bu gerçekten o!"

"Şunları görüyor musun Ertan? Utanmasam şimdi ağlayacağım." Erhan Amca'nın sesiyle ona döndüğümde duygusal bir şekilde bize bakıyordu. "Ertan! Ah, benim yerime de ağlar mısın?" Gözüm babama kaydığında hüzünlü gözlerini yaşlar kaplamıştı. Ayağa kalkıp yanına gittim ve kollarımı bedenine sardım. "Baba, lütfen."

"Kızımın mutlu olduğunu görmek beni duygulandırıyor." Sözlerinden sonra gözlerimi kapatıp sıkıca sarılmıştım. Gözlerimi açıp babama bakacağım sırada karanlık bir odada ateşin başındaki Sinan'la karşılaşmıştım.

Adımlarım kendiliğinden ona doğru gittiğinde karşısına geçip elimdeki kağıtları ona doğru uzattım. Zayıflıktan ölen bedenini bana doğru çevirip kırmızı gözleriyle bana baktı. "Bunu bana ne zaman yaptırdın bilmiyorum. Şimdi bunu düzeltme zamanı."

Kahkaha atmıştı. "Bunu yapmayacağımı biliyorsun Pera." İçimde nefret duygusunu en yoğun bir şekilde hissediyordum. Mümkün olsa nefret kusacaktım. Kalbim sıkışıyordu.

Siyah Amber [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin