"Seni çok sevdiğimi söylememe gerek var mı?" dediğinde gülümseyerek başımı sağa sola salladım. "Hayır, bunu fazlasıyla hissettiriyorsun." Gülümseyerek boynuma öpücükler bırakmaya devam ettiğinde gıdıklanıp kıkırdamıştım. Tekrar yaptığında kahkaha attım. "Çağkan ya!"
"Efendim Pera'm." dedi içtenlikle. Yüzünü avuçlayıp bana bakmasını sağladım. "Biz şimdi evlenecek miyiz?" dedim inanamıyormuş gibi. Gözlerinden eksilmeyen o parlaklık daha da artmıştı. O bana yıldızım diyordu ama asıl o benim yıldızımdı. Gözleri galaksim.
"Bu soruyu..." deyip yanaklarıma birer öpücük bıraktı. "Kendime defalarca soruyorum." Güldü ve alnını alnıma yasladı. "Yıllar sonra hayallerim gerçek oluyor." dedi gözleri kapalı bir şekilde. Kapalı gözlerine hayranlıkla bakmaya başladım. "Geç oldu ama çok güzel oluyor Çağkan." dedim fısıltıyla.
"Geç gelen her şey güzeldir, Pera. Ama sen çok geç geldin." dedi benimle aynı ses tonuyla. İç çekip dudaklarına ufak bir buse bıraktım. "Hatalarımın farkına varmam çok uzun sürdü."
"Bu konuları açmayalım. Bu anı bozmak istemiyorum." dediğinde başımı yukarı aşağı sallayıp yeniden dudaklarını öptüğümde geri çekileceğim sırada yumuşak bir şekilde öpmeye başladı. Öpüşü ilerlediğinde nefes nefese ayrılmak zorunda kalmıştım.
"Özür dilerim. Eğer hazır değilsen bunu yapmak zorunda değiliz." dediğinde buruk bir şekilde gülümsedim. "Bu benim ilkim değil ki Çağkan."
"Hayır, hayır, hayır!" diyerek yataktan sıçramıştım. Bu rüyaların sonunda bu acıyı çekerek uyanmaktan nefret ediyordum. Krizim tam anlamıyla başlamadan önce odada çantamı aramaya başlamıştım. "Çağkan!" diye seslendim uyanması için. "Çağkan lütfen kalk!"
Nefesim kesilmeye başladığında gözüm dolmaya başlamıştı. Neden bu kadar ağır oluyordu? Sürekli olursa sanki artık bedenim buna dayanamayacakmış gibi hissediyordum. "Çağkan!" diye bağırdım kesilmeye başlayan nefesimden kalan son gücümle. Yatağında yatan Çağkan bir anda yerinden sıçrayıp kısa süre etrafta göz gezdirdikten sonra gözleri benimle buluşunca endişelenmişti.
"Çantam. Onu bulman lazım." Başımı hafif geriye atıp sakinleşmeye çalıştığımda Çağkan başını yukarı aşağı sallayıp hışımla üzerine bir şey giymeden odadan çıkmıştı. "Allah'ım, birkaç dakika daha." diye mırıldanıp yere çöktüm ve başımı yere yasladım. Sakin bir şekilde nefes alıp vermeye çalışıyordum ama zaman geçtikçe daha da ağırlaşıyordu.
"Pera, al güzelim. İyi misin?" Çağkan çantamı verdiğinde titreyen ellerimle çantamı açıp içinden ilacı aldım ve hızlı bir şekilde birkaç fıs çektikten sonra boylu boyunca yere uzanıp sakinleşmeye çalıştım. "Pera iyi misin?"
İşaret parmağımla bir dakika işareti yapıp ondan müsaade istedim. Nefesim düzene girdikten sonra göz yaşlarım usulca akmaya başlamıştı. Yoruluyordum. Her geçmişimi hatırladığımda, herhangi bir şey onu tetiklediğinde gördüğüm rüyaların sonunda bunu yaşamaktan yorulmuştum.
Çağkan elimi tuttuğunda gözlerimi açıp endişeyle bana bakan gözleriyle karşı karşıya gelmiştim. "Yoruldum." dedim ona karşılık. Alnını kırıştırıp gözümden düşen yaşları silmişti. "Gel yatağa geçelim." deyip beni kaldırdığında onun desteğiyle yatağa uzanmıştım. O da yanıma yattığında başımı göğsüne koydum. "Çok yoruldum Çağkan."
"Astım ilacı fikrini sana kim verdi?" diye sorduğunda göz yaşlarımın arasından gülmüştüm. "Ben düşündüm." deyip göğsünden ayrılmadan başımı ona doğru çevirdim. "Çok fenasın." dedi gülümseyerek. Ardından baş parmaklarıyla göz altlarımı okşamaya başladı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Amber [Tamamlandı]
Novela Juvenil"Bana yeniden aynı duyguları hissettiremez misin?" Bedenimi duvara yaslayıp bileklerimden tuttu ve kollarımı havaya kaldırdı. Yutkundum. "Kalbine bir başkası girecekken bunu yapamam Pera." diye tısladı dişlerinin arasından. "Yalandı." diye itiraf et...