19.bölüm

313 25 279
                                    

"Ne demek babam?!"der Fikret hayret içinde.Kaşlarını çatmış,çıldırmış gibi bakan gözlerle Savaşa bakıyordu.

"Adnan Bulut yıllar önce babama bir hata yapmış.Babamda aslında sizi öldürerek intikam almak istiyordu ama siz kurtuldunuz"

Savaş hiçbir cevap vermeden önünde donup kalmış adama bakar"Yemin ederim ki,benim hiçbir suçum yok.Çocuktum ben,yanlışlıkla duydum yapacakları planı.Seni tanımıyordum bile"diyerek elini Fikretin yüzüne götürür"Seni seviyorum Fikret,asla zarar vermem sana"

Fikret birkaç adım geriler,kafasını iki yana sallayarak gülmeye başlar"Sikerim senin sevgini.Git söyle babacığına ellerim yakasında,onu İstanbula gömeceğim.Öldürmem için yalvarıcak bana.Siktir git anlat bunu  ailene,defol!!!"diye bağırır.

"F-Fikret...Sana söylemiştim.Anlatırsam hiçbişeyin eskisi gibi olmayacağını söylemiştim.Yapma bunu bize"der titreyen sesle.

Fikret herzamankinden daha farklı bir tonda alay ederek"Ya sen hâlâ anlamadın mı?!.Ne bizi lan,biz diye bişey yok oğlum.Kandırdım seni.Ben eşcinsel değilim,dünyada yüzlerce zarif kadın varken bir mafya bozuntusunu napayım lan ben!!!"

"İnanmıyorum sana,neden yaptın bunu bana!"

"Allahım hâlâ neden yaptın diyor.Kardeşim sen kıtmısın.Sen benim annemin,beni doğuran kadının katilini saklıyordun.Gözlerimin içine bu kadar rahat nasıl baka biliyosun lan.Nası hâlâ hesap soruyosun,hiç mi utanmıyosun?!"

"Sen bu yaptığına çok pişman olacaksın.Beni diğerleriyle karıştırıyosun,senin bana yaptığını yanına bırakmıyıcam!!!"diyerek Savaş arabasına ilerler.

"Ya nolur bırak ya,çok korktum"der alaycı tavırla.

"Puşt"diyerek arabasına biner Savaş,arabayı yüksek hızla eve doğru geri sürer.

Dolu gözlerle arkasından bakan Fikret yumruk haline getirdiği ellerini arabanın kaputuna vurur,gözlerini sıkı bir şekilde kapar.

"Aptalsın sen,anneni öldüren o katilin oğluna aşık ola bilecek kadar gerizekalısın!!!"

"Barış sen taş mı çalıyosun?"der şüpheli bakışlarla Fırat.

"Ben hırsız değilim tamam mı.Çalmıyorum taş filan"

"Kalk o zaman ayağa"

Barış başını iki yana sallar"Kalkmıcam"

"Ya bişeyde de hile yapma"

"Ben hile yapmıyorum Fırat"der kaşlarını çatarak.

"Niye kalkmıyosun o zaman ayağa?"

"Sanane?"

"Barış eğer şuan ayağa kalkmazsan ben kaldırırım.Ve bu hiç hoş olmaz"

Barış ayağa kalkar ve çaldığı tüm taşlar yere düşer.Dudaklarını ısırarak,parmaklarıyla oynar.

"Gerçekten inanmıyorum sana,yuh yani.Oturmuşuz şurada romantik-romantik okey oynuyoruz,niye taş çalıyosun?"

"Ama hep sen kazanıyosun"

"Ama bebeğim bu bir oyun sonuçta,niye bu kadar kafana takıyosun"

Maskeli BaloHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin