Kim Twins // vtaegguk

20. Bölüm; Spor Salonu Macerası

Sonunda dediğinizi duyar gibiyim skskdk Biliyorum bölüm bir hayli geç geldi ama ne diyoruz geç olsun güç olmasın^^ Yorum bırakmayı unutmayın^^ Keyifli okumalar dileriim<3

-

-Smut-

"Aman Tanrım! Halisünasyon mu görüyorum yoksa bu gelen gerçekten Jungkook mu?"

İki ay boyunca uzak durduğum kampüsün kantininde dörtlü masaya kurulmuş Yugyeom, Jimin ve Yoongi üçlüsünün yanına giderken Yugyeom'un söylemiyle gözlerimi devirdim. Onlarla ara sıra telefonda konuşmuşluğumuz vardı fakat V ve Taehyung Yugyeom'la Hoseok hocanın aşk yaşamaya başladığını söylediğinden beridir konuşmamıştık. Aynı şekilde ne zaman birbirlerine tutulduklarını ve aşk yaşamaya başladıklarını ne kestirebilmiş ne de anlayabilmiştim. Yugyeom'un Jung Hoseok'u beğendiğini en başından beri biliyordum ama duymak farklı hissettirmişti. Sevinmiştim onlar adına.

Tamamen zıt kutuplardı ama birbirlerine kaynaştıkça uyum sağlayabileceklerine emindim.

Öte yandan Taehyung geçen dönem boyunca beni sanat dersinden bırakacağını söylemiş, yaz tatiline kısa bir zaman kala da beni dersten geçirmişti. Kim V ilk tanıştığımız zaman onun kurallarını kimsenin yıkamayacağını söylemişti. Bir karar verdiğinde sonuna kadar gittiğini de söylemişti. O halde ben onu kararından döndüren ilk kişi olarak istisna sayılırdım.

"Yüzünü gören cennetlik," Yugyeom huysuzca mırıldanırken ortaya koyduğu atıştırmalıklardan avucuma doldurdum bir yandan da yemeye başlarken. "İnsan en azından görüntülü falan arardı, hiç arkadaşlarını düşünmüyorsun." İsyankâr konuşmasıyla bir kez daha usanmadan gözlerimi devirip "Senin yaptığın gibi mi?" Diye laf çarpıttım. "Bana söyleyene bak," onu taklit edercesine konuştuğumda "Jung Hoseok'la sevgili olduğunu bile V'den öğrendim." Diye ekledim.

"Jungkook, ağır haklı." Dedi Yoongi, düz bir sesle.

"Bir dakika sen araya girme Yoongi." Diyerek çıkıştı Yugyeom. Yugyeom'un Yoongi'ye hafiften çıkışmasıyla Jimin'in kaşları istemsizce çatıldı. "Konu Hoseok ve ben değiliz. Konu Jungkook'un yaz tatili süresince bizi hiç aramamış olması. Gerçekten teessüf ederim insan arkadaşlarını aramaz mı? Belki öldük, kaldık bir yerlerde."

"Sana bir şey olmaz." Diyip sırıttım.

"Şerefsiz bir herifsin Jungkook." Diye yakındı omuzlarını silkerek. Fakat sözlerine tezat yüzünde belli belirsiz bir gülümseme vardı ve şüphesiz ki asıl şerefsiz ta kendisiydi. Resmen benimle atışmaktan zevk alıyordu. Yugyeom'un sevdiği şeyler adlı listesini yapsam ilk sırada kesinlikle küfür etmek, onun altında ise benimle atışmak yer alırdı.

"İltifatın için sağ ol Yuggie." Diyerek mırıltılı bir sesle konuştum kahkaha atarak. Elimdeki atıştırmalıklar bittiğinde yenisini almak için fazla üşengeç hissettim kendimi. Atıştırmalıklar masanın ortasında duruyordu, en fazla yarım metre uzağımdalardı fakat ben uzanıp almak yerine Jimin'den bana vermesi için rica ettim. Gerçi bir rica cümlesinden çok emir kipi barındıran bir cümleydi. Jimin, o an bana dönerek öyle bir bakış attı ki o bakışın altında ezilmemek için masaya doğru uzandım ve atıştırmalıklardan avucuma doldurdum tekrar.

Jimin'in iç sesinin ne dediğini tahmin edebiliyordum. 'Şuradan şuraya uzanamıyorsun Kook, ağzına da ben vereyim istersen?'