21. Bölüm; Sarpa Saran Hayatlar

1.3K 122 34
                                    

Boll keyifli okumalar dilerim<3

-

V yere düşen mikrofonu işaret ettikten ve bizim olayları algılayabilmemizin üzerinden dakikalar geçmişken, hâlâ daha beynim işlevini geri kazanmış sayılmazdı. Evet... Olayları idrak edebilmiştim ama bedenim yaşadığım şok dalgasıyla öyle bir kaskatı kesilmişti ki bırakın hareket etmeyi düşünemiyordum bile. Her şey mahvolmuştu; bunca çabamız, ilişkimizi gizlemeye uğraşmamız ve daha birkaç şey lanet olası mikrofonun açık kalması yüzünden mahvolmuştu.

Mikrofon açık kalmıştı.

Mikrofon açık kalmıştı ve koskoca spor salonu bizim sevişmemize ortak olmuştu. İnanılmaz derecede korkuyordum. Bedenimi titreten korku ve endişe kalbimi de himayesi altına aldığında eşzamanlı olarak Taehyung'un soğuk ellerini yanaklarımda hissettim. Usul usul sildi ne zaman akmaya başladığını bile bilemediğim göz yaşlarımı.

Daha sonra katı sesiyle "Ağlama," dedi, "Ağlamayı kes Jeon." Bakışlarımı bir an için ellerine indirdiğimde sinirden yumruk yaparak kasıldığını gördüm.

"Bütün sınıf duydu.." Diye fısıldadım çaresiz bir ses tonuyla. Hâlâ antrenör odasında masanın önünde çıplak bir şekilde öylece dikiliyordum, Taehyung ise tam önümde dururken V'nin mikrofonu kapattığını gördüm. Histerik bir gülüş sergiledim. Artık mikrofonu kapatsa ne olacaktı ki? Çoktan iş işten geçmişti. Hayatım sarpa saracaktı.

"Tanrı aşkına ağlama, niye ağlıyorsun?" V hızla yanıma gelip beni Taehyung'un kollarından çekip kendi kollarına aldığında sinirle ittirdim. "Sen hiçbir şeyin farkında değil misin V? Tanrım! Tüm sınıf bizim sevişmemizi duydu!"

Benim bağırışlarımı tamamiyle görmezden gelerek "Önce şu üstünü bir giy." Dedi. Fakat sözlerine rağmen kıpırdamadığımı gördüğünde yerdeki kıyafetlerimi eline alarak tek tek üzerime geçirmeye başladı. "Bundan sonra ne yapacağız?" Diye sordum V beni tamamen giydirdiğinde. İlişkimizi bir anda herkes öğrenmeye başlamıştı. Bu benim için o kadar sarsıcı, o kadar çıkmazda hissettiren bir durumdu ki ne yapacağımıza dair fikir üretmeme engel oluyorlardı. İlk önce annem öğrenmişti ilişkimizi. Bağırıp çağırsa da sonrasında sözlerime güvenmiş ve bize onay vermişti. Ama annemin öğrenmesiyle tüm sınıfın -özellikle de bu şekilde- öğrenmesi aynı değildi. Kesinlikle değildi. Mikrofondan spor salonundaki hoparlöre yayılan seslerimizle aynı değildi.

Alay konusu olacaktık. Benim aşkım, basit bir dalga mevzusu olacaktı ve düşüncesi bile kalbimi acıtmaya yetiyordu.

"Bak," dedi V anlayışla, "Bana bak güzelim.." Ellerini yanaklarımda hissettim. "Korkma tamam mı? Her şeyin çaresini buluruz, bulacağız."

"Hiçbir haltın çaresini bulamayız." Bunu o kadar kısık sesle söylemiştim ki V'nin duyması bir yana kalsın kendi kulaklarımın duyabildiğinden de şüpheliydim. Her ihtimali olumlu düşünmeye çalışıyordu ama ne yazık ki görünen köy kılavuz istemiyordu. Tüm insanların, seslerimizi duyduktan sonra bizimle uğraşmadan her şeyi kâbulleneceklerini falan mı sanıyordu? Düşüncelerim çok karamsardı fakat şu durumda başka bir şey yapamıyor, pozitif bir yaklaşım sergileyemiyordum ve bu olayın bizi dibe batıracağını bile bile antrenör odasında durmaya devam ediyordum. Dışarı çıkacak cesaretim yoktu.

"Jungkook.." diyen bir ses işitti kulaklarım, tam olarak kapının ardından geliyordu.

Akmak üzere olan burnumu seslice çektim, göz yaşlarımı kuruladıktan hemen sonra.

Yugyeom'a ait olan ses bir kez daha "Jungkook," dedi, "Lütfen hadi, çık dışarı."

"Onun yanına gitmeyi düşünmüyorsun Jeon, öyle değil mi?" Diyerek bana hafifçe çattığı kaşları altından bakan Taehyung'a baktım sorar gözlerle. Cidden... Şu anda, biz bunları yaşıyorken düşündüğü tek şey bu muydu? Benim Yugyeom'un yanında olmam mı? Lanet olası bir olay yüzünden bunca zamandır sürdürmeye çalıştığımız çabamızın boşuna çıkmasına üzülmeliydi.

Kim Twins // vtaeggukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin