İyi okumalar🌼
-
"Bayan Kang." Dedi Yugyeom söz hakkı istediğini belli ederek. Bayan Kang ders anlatmaya kaldığı yerden devam edeceği sırada Yugyeom'un konuşmasıyla duraksamıştı. Koyu tonlarda tercih ettiği buğulu makyajının süslediği gözlerini üzerimize dikmiş ve "Evet." Diyerek söz tanımıştı.
Başımı ellerimin arasına alarak sıkıntıyla iç çektim. Edebiyatın ikinci dersindeydik ve Yugyeom ve daha birkaç öğrencinin sayesinde pek bir ders işlemiş sayılmazdık. Sanki üniversitede değil de ilkokulda ders görüyorduk. Sevgili arkadaşım 'Dersi nasıl kaynatabiliriz?' adlı çalışmasına ustalıkla devam ediyordu.
Şu an burada olmak istemiyordum. Yeniden haftasonu tatiline ışınlanmak ve iki gün boyunca yaptığım gibi Kim ikizlerinin evinde olup, onlarla beraber vakit geçirmek istiyordum ama maalesef ki henüz haftanın başındaydık.
Yugyeom söz hakkı kazanmasıyla sırıtarak gururla omuzlarını dikleştirmiş, diğer öğrencilere işaret parmağıyla kendini göstererek ayaklanmıştı. Ben yeniden bakışlarımı oturduğumdan dolayı yukarı kaydırıp yüzüne çevirirken büyük bir merakla ne yumurtlayacağını bekledim. Bayan Kang da benim gibi merakla Yugyeom'a bakmıştı. İçimden 'Saçmalamakta zirve yapacaksın salak, sus.' demek istesem de bir yanım saçmalayışıyla eğlenmek istemişti.
"Merak ediyorum." Dedi Yugyeom. "Edebiyat öğretmeni olmaya nasıl karar verdiniz?"
Tüm sınıf anında suspus kesilirken hepimiz Bayan Kang'ın ne diyeceğine odaklanmıştık. Öğretmen masasının arkasından çıktığı sırada öncelikle kol saatine göz gezdirmiş, sonrasında topuklu ayakkabılarının çıkarttığı tok seslerin eşliğinde ağır adımlarla yanımıza gelmişti. Bir başkası bile ilk bakışta anlayabilirdi; ne denli sinirlendiğini. Şayet dönemin en başarılı yazarlarından bahsederken ansızın Yugyeom'un açtığı saçma sapan konularla söyledikleri yarım kalmıştı. Bakışlarından ben bile ürkmüştüm. Bayan Kang önce bana baktı. Benden Jimin'e kayan bakışları çok sürmeden Yugyeom'u bulmuştu. Parlak bir kırmızıyla boyanmış dolgun dudakları düz bir çizgi halini aldı.
"Yugyeom." Dedi elindeki kitabı kafasına vurmak için kaldırırken. Yugyeom gelecek hamleyi anlamış gibi korkarak geri kaçmaya çalıştığı sırada onu tutarak kaçmasına engel oldum. Dilini üst damağına birkaç kez vurarak tuhaf bir sesle şaklattı.
"Seni öptüğüm güne lanet olsun, şerefsiz." Dedi kınayıcı bir tonda. "Bir daha çıkarların için beni ve bedenimi kullanmana asla izin vermeyeceğim." Dedi ve tam da o anda Bayan Kang tarafından kafasına oldukça kalın sayfalı olan bir şiir kitabı yedi. Tüm sınıf katılarak gülmeye başladığında acıdan yere eğilen bakışlarına saniyelik olarak acımıştım. Dersleri kaynatmak adına her dakika saçmalama kapasitesine sahip biriydi, bu konuda başarılıydı da. Neredeyse bir saatlik olan dersten geriye yalnızca beş dakika kalmıştı. Bayan Kang'ın siniri tavan yapmış durumdaydı.
"Sınav haftanıza bir haftadan daha az bir süre kaldı." Dedi isyan edercesine. "Size bir üniversite öğretmeniymiş gibi davranmıyorum. Ben de diğer öğretmenler gibi her konuya ayrıntılı olarak değinmeden hızlı hızlı anlatır, geçerim ama sırf siz daha iyi anlayıp sınavlarda başarılı olun diye öyle yapmıyorum." Aralıksız konuşmasına nefes almak için ara verdi. Kitabı Yugyeom'un kafasına hiç tereddüt etmeksizin indirdiği için pişman olmuşa benziyordu. İnce parmaklarıyla omzuna düşen uzun saçlarını geriye savurdu.
"Size yaptığım iyiliklerin karşılığı bu mu?" Dediğinde Yugyeom da yaptığı saçmalıklar için pişman olmuştu. Hüzünle Bayan Kang'a bakarken "Özür dilerim." Diye söylendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kim Twins // vtaegguk
FanficJeon Jungkook & Kim ikizleri Kapak tasarımı @shoeklow 'a aittir.