Kim Twins // vtaegguk

27. Bölüm; Bu Bir Aşık Oluş Hikâyesidir!

Bu bölümü ne zorluklarla yazdığımı anlatsam roman olacağı için çok uzatmak istemeyerek sizi bölümle bırakıyorum skdkdk iyi okumalar dilerim meleklerim<3

-

'İlk doğum günü videosu...' 

Kim V

Birtakım, küçük umutlar...

O küçük umutlar henüz biz farkında değilken bile hayatın belirli yerlerine serpiştirilir. Aslında bulması çok kolay bir yerlere saklansa da yine de uğraştırır, zaman alır... Tüm yaralarını iyileştirecek, ruhuna iyi gelecek o küçücük umut kırıntısını yakalayabilmek için çok çaba sarfetmen, yeri geldiğinde kendinden ödün vermen gerekir. Günümüz hayat şartları, yaşadığımız acı veya tatlı tecrübeler bizi biz yapanlardır aslında, ne kadar acı biriktirmişsen bir o kadar da büyümüşsündür.

Hayatım, şu döneme kadar sarpa sarmıştı. Beni içine çeken, ruhumu boğan sıkıntılarım dallanıp budaklanmış ve adeta bir çığ gibi gün geçtikçe büyüyerek beni ezmişti. Altında ezilmiştim.

Etrafımda ruhen beni iyi etmeye çalışan insanlar vardı. Her ne kadar sonralarda gitmiş olsa bile annem, ikizim, kan bağımız olmamasına rağmen bir abi gibi gördüğüm Jin hyung... Taehyung sayesinde fark edebildiğim Jungkook... Taehyung'un gün geçtikçe birisine bağlandığını, bu hayatta kendinden ve benden ayrı önem verdiği biri olduğunu biliyordum. O zamanlar Jungkook'u tanımıyordum, sadece uzaktan görmüştüm. O Taehyung'un radarındaydı. Taehyung onu izleyerek aşık olmaya başladığını fazlasıyla belli ediyordu.

Benim ise Jungkook'la ilk diyaloğum onu PDT'de görüp, Mia'dan kurtulmak adına ona sevgilim dememle gerçekleşmişti. Sonrasında teklifim üzerine sahtede olsa sevgili gibi davranmak bana öyle heyecan veriyordu ki Jungkook'u ilk kez evimizde öptüğüm gece hareketlerim tamamen benden bağımsız gerçekleşmişti. Yumuşacık dudaklarını dudağımda hissetmek Taehyung'un yanımızda olduğunu bile unutturmuştu bana.

Eğer Taehyung'u sevgili olduğumuza inandırırsam ondan vazgeçiririm sanmıştım. O sahte sevgililik mevzusundan sonra Jungkook'u elde etmek isterken aynı zamanda da ikizimle aramı bozmaktan korkuyordum.

Çünkü ikimiz de aynı çocuktan hoşlanıyorduk.

Bunun getirisi ilk zamanlar benim açımdan biraz farklı olmuştu.

Taehyung'la doğduğumuzdan bu yana hayatımızda dahil olmak üzere her şeyi paylaşacağımızı düşünürken, ileride paylaşacağımız şeyin sevgilimiz olacağı aklımın ucundan dahi geçmedi. Önce ikizimin tutulduğu, sonrasında kalbime söz geçiremeden etkilenmeye başladığım çocuğu bir nevi paylaşmıştık Taehyung'la. Garipti. İlk garipsediğim olay kalbimde taşıdığım hislerin yansımasının Taehyung'un kalbinde de varoluşuydu. Jungkook'a benim aşkla baktığım gibi bakıyor oluşu, Jungkook'un tıpkı benim dudaklarımı öptüğü gibi onu da tutku ve arzuyla öpüşü ise ikinci garipsediğim detaydı. Onları öylece iç içe görünce kıskanmıyor, aksine sevgiyle yaklaştıklarını gördükçe içim tuhaf bir huzurla doluveriyordu. Sevişirken hiçbir hareketimizin beni utandırmamasının yanı sıra tüm garipsediklerim zamanla yok olmuştu.

Jungkook'un ikimizi de eşit sevdiğine inancım tamdı. Ona güvendiğimin kanıtı, günler önce tüm hayat hikâyemi önüne sermemdi.

Saat çoktan sabaha varsa da henüz uyanıp kendime gelmiş sayılmazdım. Buna rağmen göğsüme dağılan siyah saçlarına öpücük kondurdum. Gecemiz bir türlü sona ermek bilmemiş ve sabaha kadar sürmüştü. Bizi esir tutmuştu içinde bulunduğumuz zaman dilimlerinde. Bize, şafak sökene dek sevişelim, demişti; öyle de olmuştu. Kollarımın arasında masumca uyumaya devam ederken fırsat buldukça hep yaptığım gibi usanmadan yüz hatlarını seyrettim.