Bölüm 33

9.7K 552 32
                                    

06.09.2022

"Bir gün senin ağzını burnunu dağıtacağım ondan sonra diyeceksin ki ah Burhan bana niye öyle şeyler yaptın şaşıriciksin." Diyerek acayip klasikleşmiş bir repliği ezberden söyleme başarımımı kazanmıştım.

Aslında konu bundan çok bağımsızdı.

Bora'nın eve gidip saatlerce onun söylenmelerini dinlemektense aile evine gelmiştim. Çok alakasız bir karardı.

Evin önüne geldiğim an kafamın üstünde ledlerle 'Yüksek Gerilim Hattı' yazmaya başlıyordu.

Konu bundan ibaretti.

Her şey süper ilerlerken Akın beni buraya bırakmış kendisi de onu fark etmeyeceğimi düşünerek evin biraz ilerisine arabasını park etmiş orada beklemeye başlamıştı.

Ve hala pes etmemişti.

Eve girdiğim gibi kimse ile karşılaşmadan koşarak en üst kata, odama çıkmış Borsa'yı yenilerken artan doları seyrediyordum.

Sayfayı sol üst köşeden tekrar yenilediğimde Dolar'ın bir lira daha yükseldiğini görmüştüm. Sağ elimi kalbimin üstüne bastırarak ekranı seyretmeye başladım.

Bir daha sayfayı yenilemeden oturduğum çalışma masasından kalkıp yatağımın üzerinde bir yerlerde olan telefonumu aramaya başladım.

Yorganımı tamamen kaldırıp yatağın ucunda duran telefonumu almak için elimdeki yorganı yere atıp telefonumu elime aldıktan sonra yatağıma oturup direkt yüz tanıma ile açtım.

Wallete girip coin piyasasını kontrol ettiğimde artışta olduklarını görmüştüm.

Sanırım servetimi katlayacak o döneme girmiştik.

Coin epey sıkıntı bir işti yaşadığınız an ve bir sonraki saniye piyasada aynı olmazdı.

Ve şu an kazanan taraftaydım.

Gülümseyerek telefonumun ekranına bakmaya devam ederken çalan kapım ile bakışlarımı sanki kapının arkasındakini görebilecekmiş gibi kapıya çevirdim.

"Gel." Diyerek kapıdakine seslendiğimde kapı az bir şekilde açılmış açılan aradan küçük kardeş Furkan kafasını uzatmıştı.

Telefonumun ekranını kenarındaki tuşundan kapatıp hızlıca kalkıp kapıya ilerledim.

Furkan bir haftadır evde değildi Futbol klubü ile Alanya'ya kampa gitmişlerdi. Ve doğal olarak evde iki insan yüzü göremediğimden Furkan'ın sürekli abla abla diye peşimde dolaşmasını özlemiştim.

Kapıya ilerlediğimde o da içeriye girmiş yanıma gelmişti. O kollarını belime doladığında ben de beline sarılmıştım. 

Çok alakasız bir şekilde benden küçük olmasına rağmen benden on- on beş santim uzundu.

1.84 falandı her halde.

"Vallahi abla bir haftada şu evin içindeki seyir zevki yüksek tartışmaları, bu aşırı güzel kaotik ortamı o kadar özledim ki." Demiş biraz ara verdikten sonra "Bunlar dışında seni de özledim, ne kadar yakın olmasakta sürekli gördüğüm varlığına alışmışm." Demişti.

Bok etmiştim.

Furkan bana alışmıştı ve gidişimi izlemek zorunda kalacaktı.

Yine.

Mahvettin.

Ben bırakıp giderdim belki ama o üzülürdü gidişime.

Giderdim, beni burada tutacak hiçbir sebep yoktu çünkü.

DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin