ARTİST

3

Güneşin aydınlattığı odada bir o yana bir bu yana dönen Jimin uyuyamayacğını anladığın da bir kaç küçük küfür eşliğinde minik yatağından kalkıp koridorda ki banyoya doğru ilerledi. Tuvalette işini hallettikten sonra aynanın karşısında yüzüne bir kaç kere su çarptı. 

Uykusu olmadığı halde fazla yorgundu . Tekrar odasına döndüğünde okul için üniformasını çıkarıp kendi tarzında şekil vererek giyindi. Yüzüne de bir kaç ufak dokunuş yaptığında kendini daha iyi hissetti.

Odasında işi bitince çantasını alarak küçük salona indi. Saatine bakınca tahmin ettiğinden de erken olduğunu anladı. Gidip babaannesini bunun için uyandırsa yaşlı kadın onlarca soru sorardı ne olduğu ile ilgili. 

Oysaki pek bir şey olmamıştı sadece evlerine gelen dünyaca ünlü oyuncu Jimini uykusundan etmişti. Normalde fazla tasasız olan biriyken dün gece aklına gelenler yüzünden bir türlü uyuyamamıştı.

Çok özel  bir şey olduğu yoktu ancak Jimin tüm gece dönüp durmuştu. Bunun ünlü oyuncu ile ilgisi olmayadabilirdi . 

-' kesinlikle her şey dün çözdüğüm matematik soruları yüzünden evet buda onunla ilgili yoksa bu saatte bebek gibi uyurdum ki ben '

Saat erken olduğu için büyük ekran televizyondan sevdiği bir çizgi filmi açıp onu izlemeye başladı. Patron Bebeği izlerken zaman göreceli olduğunu kanıtlamak istercesine oldukça hızlı geçmişti. Jimin küçük koltukta büyük kahkahalar atarken merdivenlerin başında ona dalan ünlü oyuncudan haberi yoktu. 

Jungkook alışmadığı bir yerde uyuyabileceğinden daha fazla uyumuştu. Oyuncu olduğu için çoğu zaman yer değiştirirdi buda uyku düzeni için düşmandan farksızdı . Zaten Jungkookta bunun için uykusunu feda etmekten çekinen biri olmamıştı. 

Oldukça iyi aldığı uykusu ile birlikte gözlerini büyük misafir odasının beyaz çarşaflı yatağında açtıktan sonra çok beklemeden odanın içinde ki banyoda işlerini hallettikten sonra dün gece yolu öğrendiği merdivenlerden inmişti. 

Aşağı indikçe duyduğu hafif kahkaha sesleri giderek artmaya başlamıştı. Zaten çok geçmeden de bu sesleri çıkaranın minik pembe kafa olduğunu görmüştü. Hipnotize olmuş gibi çocuğun kahkahalarını izliyordu. 

Dün gece çocuk ona odasını gösterirken her zaman gelen tekliflerini reddettiği romantik komedi tadında bir şey yaşamışlardı . Jimin ona odayı gösterirken Jungkook küçük çocuğun sinirli hâlini biraz daha görmek için ondan bir takım gereksiz şeyler istemişti. Jimin onun için hiç içmeyeceği 30 derecelik suyu getirirken halıya takılıp üzerine düşmüştü. 

Tabi elindeki suda boydan boya Jungkookun siyah tişörtüne dökülürken Jiminde Jungkookun üzerinde yerini almıştı. Bir kaç dakika hareket edemeyen ikili Jiminin kendini toparlayıp üzerinden kalkması ile ayrılmıştı. Jungkook garip anı atlatır atlatmaz ıslanmaktan nefret ettiği için üzerinde ki tişörtü çıkarmıştı.

Zaten ondan sonra Jiminin hafif kızarmış beyaz tombul yanakları tüm yüzüne hatta boynuna yayılmıştı. Jungkookun o anda hissettiği duyguyu daha önce hiç tatmadığını anlaması uzun sürmemişti. Garip bir heyecan diye tarif etse kimse yargılamazdı herhalde.

Sonra zaten Jimin acele ile odadan çıkmıştı , Jungkooka tişört isteme fırsatı bile vermemişti. Jungkook tamamen yabancı olduğu evde bokser ile yatma fikrine sıcak bakmasa bile tam yatağa girecekken kapı açılmış ve  tamda kafası hedeflenerek tişört ve eşofman altı atılmıştı içeriye. Jimin yüzünü bile göstermeden " abim uyuduğu için ondan alamadım , bunlar benim en büyük beden olanları getirdim". Der demez de Jungkookun son duyduğu şey oldukça hızlı ilerleyen terlik sesiydi. Yüzünde yine alışık olmadığı bir gülümseme yerleşmişti ,bu çocukla yaşasa insanın yaşlanası gelmezdi herhalde