Yerleştiği odanın yüksek tavanı ile oldukça uzun süreli bir bakışma yaşıyordu Jimin. Saatlerce ara vermeden ders çalışmıştı ,yorgun gözlerinin artık daha fazla devam edemeyeceğini anlayınca kendini yatağa bırakmıştı.
Karını acıkmıştı ama Jimin hareket edemeyecek kadar kendini üşengeç hissediyordu. Bu yüzden sadece tavanı izleyip duruyordu.
Kendi kendine garip hayallere dalmışken Jeon ikide bir en olmadık yerde aklına geliyordu. Bu aktivitesi de uzun sürmemişti. Bu yüzden hemen eline pembe kılıflı telefonunu alıp abisini aradı.
" Abi tam 15 saniye geç açtın benden ne gizliyorsun çabuk söyle".
Namjoon bir kaç saat önce vardığı şehirde direkt olarak hastaneye gelmişti babaannesi ile. Saatlerdir de kalabalık hastane koridorlarında dönüp duruyordu yapacak daha iyi bir şeyi olmadığı için. Kardeşi arayınca da buradan uzaklaşmak için hastanenin yangın merdivenine atmıştı kendini.
Jiminin tribli sesi ile gülümsedi. Cebinden sigara paketini çıkarıp " sana söyleyemeyeceğim kadar gizli minik titan".
Jimin telfonunun ucundaki abisine göz devirdi" biliyordum işte Rubi de hissetmiş ".
Namjoon küçük kardeşinin drama queenliğine alışmıştı. Jiminin en ufak şeyi bile ne kadar büyük bir şey yaptığına binlerce kes şahit olmuştu . Buna artık şaşırmıyordu. Elindeki sigaranın küllerini yangın merdiveninin demir şişlerine bastırıp" güzelim dalga geçiyorum sadece sessiz de kalmış telefonum ".
Jimin hımlayıp " tamam zaten şaka yapmıştım her neyse abicim ne zaman geliyorsunuz ".
"Tanrım Jimin daha bir kaç saat oldu sadece ".
Jimin abisinin görmeyeceğini bile bile omuz silkti"beni ilgilendirmez hem büyük bir indirim varmış uçuk biletlerinde " ikna edici bir şeydi bu Jimin için.
"Bebeğim bu özledim demenin başka bir yolu mu ".
Yakalanmanın verdiği hisle" ne özlemesi ya hem ben Jeon hyung ile gayet iyi anlaştım bana çok iyi davranıyor isterseniz bir yıl gelmeyin ". Küçük bir yalanın koca dünya için fazladan hiç bir zararı olmazdı. Jeon ile iyi anlaştığı falan yoktu. Kahvaltıyı toplarken bile fazlası ile birbirlerine dalaşmışlardı . Jeon fazla kaba ve duygusuz hatta öküz ve odundu da . Jimin ona göz devirmekten bi hâl olmuştu sabah sabah.
Abisinden küçük bir kahkaha sesi daha gelmişti. " Hey gülme abi ciddiyim ".
Büyük bir iç geçirdi Namjoon. Kardeşine söyleyip söylememe arasında gidip gelirken söylemenin daha iyi olacağını düşünüp " Jimin büyük dayımın durumu hiç iyi değil"diyerek gerçekliğe döndürdü kardeşini.
Jimin kalbinin bir yerinde alışık olduğu birilerini kaybetme duygusunu yeniden yaşayacağından emindi . Bu his henüz 5 yaşındaiken yerleşmişti hayatına. Küçük sayılmazdı yeterince büyüktü kaybetme korkusu. Sırf bu yüzden hiç arkadaşı yoktu yalnızlığın en iyisi olduğuna kendince kanaat getirmişti.
Tâbi abisi ve babaannesi kendine çizdiği çemberin içinde ki en büyük yeri kaplıyordu. Onlarsız herhangi bir şey düşünemiyordu . Bu yüzden gitmelerini istemiyordu korktuğu hayata onlarsız devam edemezdi
Jimin büyük dayısını çok seviyordu . Busana gittiği tüm zamanlar boyunca adamın peşinde bir civciv misali dolanırdı. Yaşlı adam da ona hiç bir zaman kıyamazdı , çocukluğundan beri bir dediğini iki yapmamıştı Tabi bunları en son yıllar önce yaşamıştı . Büyüdükçe kendine çizdiği çemberi daha da daraltmıştı. İnsanlarla bir sorunu yoktu gayet iyi anlaşırdı onlarla sadece hayatına alma konusunda keskin sınırları bulunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTİST
FanfictionDünyaca ünlü oyuncu Jeon Jungkook korumasının küçük kardeşine aşık olur .