Günler çoktan birbiri ardına geçip gitmişti. Jimin ise odasında ki küçük pencereden Bella Swan gibi onların öylece gidişini izliyordu elinden düşürmediği kolye ile. Minik avucunda sıkı sıkıya tutuyordu onu.
Pazar günü evine nasıl geldiğini hatırlamıyordu bile. Tek hatırladığı Jin hyungunun onu eve bıraktığıydı. Evine girdiğinde ise bir kes daha pişman olmuştu yaptığı şeyden dolayı çünkü lanet olası reklam çoktan yayınlanmıştı . Ve abisine sarılıp iyileşme umudu da suyun dibine düşmüştü çünkü abisi onunla tek kelime konuşmamıştı.
Aradan geçen koca bir hafta ise tüm bunları hiçbir şekilde değiştirmemişti sadece her geçen saniye kendini daha kötü hissediyordu Jimin. Yaptığı hata ondan abisi ve sevgilisini almıştı resmen.
Jungkooku o günden sonra hiç görmemişti . Evine gittiği her seferde elleri boş dönmüştü. Telefonlarına ise zaten hiç cevap vermemişti .
Tüm bunlar yetmiyormuş gibi bir de popüler olmuştu ülke çapında. Bunların hiçbiri ona en başta hissettirdiği şeyi hissettirmiyordu . Aldığı para da aynı şekilde onu hiçte mutlu hissettirmemişti .
Küçük penceresinden bakışlarını çekmişti çalan kapı ile . İçeri babaannesi girmişti yüzündeki endişeli ifade ile. Jimin kadının yüzündeki endişeli ifadeden dolayı kendini olabilirmiş gibi daha da kötü hissetmişti. Bu yüzden iyiymiş gibi neşeli bir şekilde " efendim babaannişim " dedi.
Yaşlı kadın torununu ne halde olduğunu biliyordu. Zaten Jimin de bir haftadır hasta olduğunu söyleyip okula gitmemişti. Başta Jiminin bu reklam çekimi yüzünden gitmek istemediğini düşünse bile minik torunu yemek yememenin de etkisiyle resmen hasta olmuştu. Yaşlı kadın torununun yaptığı şeyi onaylamasa bile Jimini asla yalnız bırakmazdı. Namjoon Jiminin burnunun sürtmesi gerektiğini söylese bile yaşlı kadın ona karşı çıkıp minik torununu herkese karşı savunmuştu.
"Bebeğim yemek hazır ne zamandır seninle karşılıklı yemek yememiştik aşağı inde birlikte yiyelim" .
Jimin halsizlik ile omuzlarını silkti. Son bir haftadır doğru düzgün yemek yememişti hatta Bella Swan kadar olmasa da kendine zarar verecek bir şeyler yapmıştı. Yani en azından denemişti çünkü başka türlü Jungkooka nasıl ulaşacağını bilmiyordu.
Jimin reddetmek için ağzını açmıştı ki artık bir şeyleri içinde tutamayarak ayağa kalktı.Kızarık gözlerini bir kaç kere kırpıştırıp ona dolu gözlerle bakan kadına doğru yürümeye başladı. Minik kollarını babaannesine dolayıp içini dökmeye başladı " ben çok pişmanım" . Bir haftada çok fazla ağlamıştı Jimin ama babaannesine sarıldığında sanki hiç göz yaşı dökmemiş gibi ağlamaya başlamıştı.
Kadın hemen minik torununa karşılık vermişti. Onu kendine sıkıca bastırıp " geçecek" dedi sakinleştirici bir şekilde. Ve yaşlı kadının da dolu gözleri Jiminin yağmuruna eşlik etmeye başlamıştı.
💦
O günden sonra büyük olanın ilk durağı evinin adresini şirketten öğrendiği Eunwoo 'yu ziyaret etmek olmuştu. Jungkook hayatında ilk defa kariyerini geri plana atıp düşünmeden hareket etmişti.
Eunwoo 'nun evinde ufak çaplı bir arbede çıkmıştı. İkiliyi ayıran Namjoon ve Hoseok olmuştu. Menajeri ve Jiminin ağabeyi yüzünden Jiminden alamadığı hıncını Eunwoo denilen heriften de çıkarmamış ve adeta pimi çekilmiş bir bomba gibi çıkmıştı o evden.
Sonra ki günlerde ise menajerinin ayarladığı bir çekim yüzünden kendini Tokyo da bulmuştu. Bütün bir haftayı çekimler ile geçirmişti ama aklı fikri kalbi her şeyi Seul de Jiminin yanında kalmıştı. Hele her Jimin aradığında telefonu açamamak gerçek anlamda Jungkookun ölmek istemsine sebep oluyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTİST
FanfictionDünyaca ünlü oyuncu Jeon Jungkook korumasının küçük kardeşine aşık olur .