Jimin okulda geçirdiği sıkıcı saatleri geride bırakıp kendini eve attığında ilk işi "Bam"adını verdiği yavru köpeğe sarılmak olmuştu. Sonra ise çamaşır makinesine attığı Rubiyi kuruması için astı. Kendisine hızlıca bir şeyler hazırlayıp Bam ile birlikte yemeye başladı.
Koltukta pineklemek istese bile sabah ki olanlar yüzünden Bam ile birlikte kendisini odasına attı. Jeon ile karşılaşma ihtimali kalbini yerinden çıkaracak kadar geriyordu Jimini ama küçük çocuğun bundan çekineceği yoktu. Jeon ona gelirse Jimin kaçmazdı hatta daha çok üzerine giderdi.
Şu anlık yapacağı en iyi şey her halde abisini aramak olurdu hem babaannesini çok özlemişti. Abisi bu sefer ilk arayışında telefonu açtı..
"Bebeğim nasılsın ".
Abisinin onunla konuşurken her zaman kurduğu cümleler Jimine değerli hissettirirdi . Gülümseyip " iyiyim abiciğim sen nasılsın" dedi. Aslında o kadar da iyi sayılmazdı. Umuyordu ki abisi bunu sesinden anlamazdı .
Düşündüğünü aksine abisi " Sorun ne güzelim normalde iyi olsan bile iyi olmadığını söyleyip eve bir an önce dönmemizi isterdin ".
Abisi onu çok iyi tanıyordu. Onu görmese bile kilometrelerce uzakta iyi olmadığını sesinden anlıyordu.
"Cidden bir şeyim yok sadece bu gün hedeflediğim kadar soru çözemedim hem orada durumlar nasıl babaannem nerede beni unuttu mu hiç aramıyor".
" İnanmadım ama öyle olsun bakalım. "
İç çekti Jimin "abi babaannem nerde yasa özledim tontoşumu "
Namjoon kardeşinin konuyu değiştirmesi ile daha fazla uzatmadan telefonu yanında oturan kadına verdi. Babaannesinin Busandaki evine gelmişlerdi . Büyük dayısının sağlık durumu önemini korurken hastane de durmak babaannesinin vücudu için fazla yorucu olduğundan bu eve gelmişlerdi.
Yaşlı kadın telfonunun ucundaki torununa üzüntüsünü belli etmemek için ufak bir kahkaha ile başladı konuşmaya. Biliyordu ki Jimin için tüm bunlar birer travma tetikleyiciydi. Ailesini kaybettiğinde henüz çok küçüktü minicik torunu konuşamamıştı bile. Bu yüzden her zaman üzerine en çok titrediği kişi olmuştu Jimin.
" Hahaha olur mu öyle şey güzel torunum sen hâlâ benim favorimsin ". Jimin ve Namjoon tek torunları değildi . Yaşlı kadının iki kızından 5 tane daha torunu vardı.
"Öyle mi tonton peki o cüce Sunmi 'ye hatırlattın mı bunu ". Sunmi yaşlı kadının en büyük çocuğundan olan torunuydu. Jimin ile aralarında sadece bir kaç ay vardı..Jimin ile Sunmi arasında küçüklüğünden beri bir kıskançlık çatışması bulunuyordu.
" Ah kuzenini henüz görmedim ama görürsem inan bana bebeğim ilk bunu söylerim ".
Telefonun diğer ucundaki Jiminden memnun mırıltılar duyuldu. " Tamam inandım babaanniş şimdi bana ne yapıyorsunuz onu anlat birazcık sizi özlemiş olabilirim "
Telefon konuşmaları gerekenden uzun sürdü. Jimin her şeyi en ince detayına kadar öğrendikten sonra ders çalışacağını söyleyip onlara kocaman öpücükler yollayıp kapatmıştı telefonu.
İşte yine olmuştu, kendisi ile başbaşa kalmıştı. Tek düşündüğü bundan sonrası için ne olacağıydı. Kendi hisleri görmezden gelinmeyecek kadar kendini belli ediyordu ama maalesef ki iş koca memeli Jeonda bitiyordu. Tabi beyefendi kaçmamış olsaydı. Hafif sinirlenmeye başlamıştı,eline ne zaman aldığını hatırlamadığı yastığı ısırdı.
- tanrım erkekleri yok et
Sonra ise geleceği için yastığı bir kenara fırlatıp çalışma masasına oturdu. En iyisi birazcık fizik sorusu çözmek olacaktı . Yoksa depresyon hemen kapının eşiğinde bekliyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARTİST
FanfictionDünyaca ünlü oyuncu Jeon Jungkook korumasının küçük kardeşine aşık olur .