B2 - "Neden geldim bu dünyaya? Hakkım yok mu yaşamaya? Halimden sen anlasana"

8.3K 347 195
                                    

aynı gün içinde 2 bölüm!!! boşluk yakaladığım zamanlar hep böyle olacak.🦋

Bölüm 2:  "Neden geldim bu dünyaya? Hakkım yok mu yaşamaya? Halimden sen anlasana"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 2: "Neden geldim bu dünyaya? Hakkım yok mu yaşamaya? Halimden sen anlasana"

Furkan'ın bu ani hareketi yüzünden istemsiz bir şekilde çığlık atmıştım. Ellerimle ağzımı kapattığımda gözlerim fal taşı gibi açıldı. Mahalledeki bir kişinin dikkatini Furkan çekmiştiyse benim çığlığımla beş kişinin dikkatini çekmiştik ama tüm mahallenin durup bize bakma nedeni ise Simurg'un yana düşen başını hemen düzeltmesi ve tüm gücüyle Furkan'a vurmasıydı. Furkan bu darbe yüzünden yere kapaklandı. Ağzımı kapayan ellerim bile çığlığımı bastıramadı. Simurg ise gözlerini bana çevirdi.

Her şey beklenmedikti.

Simurg beyefendisi, "Başıma açtığın belalar yetmedi mi?" dediğinde sesi normalden çok daha sinirli geliyordu ve ben bu sinirine bir şey diyemedim.

Başımızın üzerindeki sokak lambası bizim birçok anımıza tanıklık etmişti ama birbirimize olan nefretimiz hep taze kalıyordu. Her defasında bakışlarımız arasında eskiye dayalı nefret tohumları geziniyordu.

Bu sırada Furkan yerinden doğrulmuş ve bağırarak Simurg'un üzerine atlamaya çalışmıştı. Simurg'la olan göz bağımız asla kesilmiyordu. Yağmur damlaları azalmak yerine şiddetleniyordu. Yan taraftan Furkan'ın geldiğini ve sıktığı yumruğunu Simurg'a vurmak istediğini görebiliyordum ama eğer o göz temasını kesmek istemiyorsa ben de yapmayacaktım.

"N'oluyor lan burada?!"

Furkan'ın darbesini önleyen kişi bir başka beklemediğim kişiydi; abimdi. Aslında neyi beklemiyordum ki? Evimizin önündeydik ve evimizin önünde abimle karşılaşmaktan başka normal durum olamazdı. Fakat bu şekilde gelişen durumun içinde karşılaşmak istemezdim. Şimdi her şeye neyin neden olduğunu nasıl anlatacaktım ona?

Abim üniversitede tanıştığım ve bir yıldır bana ölümüne platonik olan Furkan'ın kolunu ters çevirerek sırtına yasladı. Kolunun nasıl acıdığını tahmin edebiliyordum. Abim, "Simurg?" dediğinde beyefendinin gözleri abime çevrildi. Bense bakma fırsatım varken daha çok baktım suratına, hafif uzayan saç tutamlarına.

"Sana küfür edildiğini duydum." dedi abim. Tüm mahalle merakla bizi izliyordu. "Yetişene kadar vurdu şerefsiz."

"Sen kime şerefsiz diyorsun ya?! Beni bir bırak göstereyim sana şerefsizi!" Furkan boyu uzun olsa da zayıf bedenli birisiydi ve onu tüm gücüyle kavrayan abimin karşısında hiç şansı yoktu. Abim güçlü ve heybetli bir adamdı.

"Furkan, sus artık." dedim sessizce. Furkan debelenmeye devam etti. Eğer abim onu dövmeye kalkışırsa bu mahalleden ölüsünü bile çıkaramazdık.

Abim bana döndü. "Hüma, sen tanıyor musun bunu?"

"Abi..."

Furkan o an hareket etmeyi durdurdu. Benim bir abim olduğunu bilse de onu hiç görmemişti. Üniversitede özel hayatım hakkında kimseye bilgi vermezdim. Furkan'ın kahve gözleri bana çevrildiğinde başımı aşağı yukarı salladım. "Evet abi, tanıyorum. Gerçekten öyle gözüktüğü gibi bir insan değil. Sadece sarhoş şimdi. Bırakalım gitsin evine obasına. Yazık günahtır."

BATI MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin