TAMAMLANDI!
Mahur Hüma Çağıl yirmi bir yaşında, monoton hayatını yaşayan, üniversitelerarası tiyatro yarışmasına hazırlanan ve her gün ona aşık bir sürü insanla uğraşan normal bir kızdır. Ancak geride bıraktığı geçmişini hatırlamak istemiyor, hep ön...
bu hikaye bana aşk acısı yaşatıyor sanki. sizi düşünemiyorum bile ağağağ
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bölüm 12: "Dün gelmiş gibisin doymadım sana, ne olur sevgilim bir gün daha kal"
Demir Soykan'la aramda sadece üç yaş fark vardı. Tabii küçükken yaş farkını oluşturan fazladan ayın bile büyük önemi oluyordu. Onunla aynı liseye gitmiştim. Ben daha lise birken o, lise dörde gidiyordu ve mahallelerimiz yakın olduğu için çoğu zaman eve beraber dönüyorduk. Lise hayatım boyunca herkes benim on ikinci sınıftan sevgili yaptığımı düşünüyorlardı. On dört yaşındayken birini sevmenin bana uzak bir kavram olduğunu biliyordum. Sevgili yaparsam abim beni öldürürdü hem.
Abim tabii o zamanlar yirmi üç yaşındaydı ve Zeynep'le nişanlıydı. Onun hayatında bir aşk vardı ve ben de bu dedikodular yüzünden aşkın ne olduğunu merak etmeye başlamıştım. Sanırım aşk kavramı benim için o zaman oluşmuştu. İnternete aşkın ne olduğunu sormuş ve bağlılık duygusu olduğunu görünce vazgeçmiştim aramaktan. Kimseye bağlı olamazdım.
Dedikodulardan herhalde Demir de haberdardı. On ikinci sınıf olarak dokuza giden biriyle adının çıkması, onun imajına tersti. Bu yüzden neden bir arada gözükmemeliyiz başlığı altında uzun bir konuşma yapmıştı.
Benim zaten Demir'e karşı herhangi bir bağlılık duygusu duymaya niyetim yoktu.
Ama... Bu düşünceler, kafamda oluştuktan iki yıl sonra, yani on altı yaşındayken abimin en yakın arkadaşına karşı bir şeyler hissetmeye başladığımda değişime uğradı. Bir şeylerin ne olduğunu bulmaya çalıştım ve buldum da.
Büyük oynadım ve kaybettim.
"Hocalar bana bayılıyor." dedim gülümseyerek. "Hatta kadınlardan biri yabancı oyunculara benzediğimi söyledi. Şu After'daki kızın adı neydi? Ha Josephine Langford sanırım. Ben onun ablasını daha çok beğeniyorum ama ona benzetilmek de güzel bence. Tabii sen yaşlı olduğun için bilmezsin onları. Anca arabesk ruhun var." Gözlerimi ellerime çevirdiğimde, yanımda oturan Simurg da ellerini dizlerinin üzerine koydu. Dizleri benimkilere nazaran kocaman olduğu için direkt görüş açıma girmişti. Ellerine, ardından yüzüne doğru baktım. "Güzelliğim dışında da yeteneğimi fark ettiler bence. Seviyorlar beni."
"Evet, seni seviyorlar."
Onunla uğraşmak istedim. "Ne oldu kıskandın mı yoksa?"
"İnsanların seni sevmesini neden kıskanayım ki?" Yüzüme bakmıyordu.
Cevap vermeden duramazdım. "Birileri beni seviyor. Hani sen sevmiyorsun ya o yüzden?"
Simurg cevap vermeden önce biraz düşünme süresi tanıdı kendisine. "Seni seviyorum, yani şey... sevdim." Gözlerini kırpıştırdı. "Eskiden. Ama sevdim."