B18 - "Affet beni gece vakti, ay doğmuş süzülürken"

3.9K 241 84
                                    

hikayenin bir şekilde sosyal medyada yayıldığını ve aramıza yeni okurlar katıldığını fark ettim. hepinizi selamlıyorummm 🦋

Bölüm 18: "Affet beni gece vakti, ay doğmuş süzülürken"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 18: "Affet beni gece vakti, ay doğmuş süzülürken"

Gözlerimi bir an bile ayırmadan, adeta psikopat gibi Simurg'un sakince uyuyan yüzünü izliyordum. Neden böyle bir şey yaptığımı bilmiyordum ama sanki gözlerimi ayırırsam ve ufak bir detayı kaçırırsam yanlış yapmış olacaktım. Öylesine huzurlu gözüküyordu ki bu anın fotoğrafını çekesim gelmişti.

Fakat maalesef telefonumu aptal bir olayda kaybetmiştim.

Doktor ameliyatın iyi geçtiğini ve Simurg'un çok güçlü bir insan olduğunu söylemişti. E tabii demiştim ben de. Simurg yaşadığı her zorluğa rağmen dimdik ayakta durmayı başaran, bu kelimenin her anlamda hakkını verecek kadar güçlü birisiydi. Bir anlık onunla yaptığım düşmanlığı unutmuş, onun hakkında sadece iyi şeylere odaklanmıştım.

Simurg'un göz kapakları titreştiğinde oturduğum yerden aniden doğruldum ve tam bu anda kalbim ritmini hızlandırdı. Bu kez daha dikkatli bir şekilde yüzüne bakıyordum. Yavaş yavaş gözleri açıldığında siyah hareleri bakış açıma girdi. İlk önce nereye bakacağını bilmediği bir halde etrafta gezdirdi gözlerini. Kafası karışmış gibiydi. Uzanarak yandaki elini kavradım.

"Buradayım." diye fısıldadım. Bir anlık etrafta sesimi aradı. Sesim kulaklarına yetiştiğinde gözlerini bana doğru çevirdi.

Sanki beni ilk kez görüyormuş gibi bakıyordu bana. Onun için bir yabancı gibiydim. Geçici hafızasını kaybetmiş olabilir miydi? Abartmayalım bence.

"Doktor kurşunun sıyırdığını ve hiçbir iç organına zarar gelmediğini söyledi. Ama çok fazla kan kaybettiğin için hastaneye yetiştiğimiz an bayılmıştın. Doktor acil kan verilmesi gerektiğini söyledi. Ben de sana kendi kanımı verdim. Umarım bu bizi kan kardeş yapmıyordur."

Tabii ki yapmıyordu ama ben Simurg'un yüzümde gezinen gergin bakışları yumuşasın diye böyle söylemiştim. Yine de sözüm onu gülümsetmemişti.

"Merak etme ya. Doktora sordum bunu ve o da sadece kan vermekle kan kardeş olmayacağımızı, bunun sadece manevi anlamda bir terim olduğunu söyledi. Ha bir de bize yardım eden Pınar Abla ve Hakan Abi'yle de konuştum. Batı Mahallesi'nde oturduğumuzu söyledim. Onlar da hasta ziyaretine geleceklermiş. Numaralarını aldım. İstersen sen de konuşursun. Gerçekten dün gece bana çok iyi davrandılar ve sen ameliyattan çıkana kadar yanımdan ayrılmadılar."

O kadar çok susmuştum ki Simurg'u görünce çok konuşasım gelmişti. Durmadan konuşuyordum. Dün gece yaşadığım korkulardan, Simurg'un nasıl bir halde olduğundan, benim nasıl bir halde olduğumdan bahsettim. Ama hiçbir şeyden korkmadığımı ve sonuna kadar direndiğimi de anlattım. Simurg hiçbir şey söylemeden sadece elimi sıkıyor ve gözlerimi izliyordu. Yoksa Ariel gibi sesini falan mı kaybetmişti? Abartmamalıyım.

BATI MAHALLESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin