Kafe

300 58 131
                                    

Okul çıkışında Violet Anya'ya eve biraz geç geleceğini söyledikten sonra onu servise bindirdi ve karşıdaki kafeye doğru yöneltti adımlarını. Anya'nın zihnini okumuş olabileceğini biliyordu ve Loid'e ağzından bir şey kaçırmamasını umuyordu. Dalgınca ilerlerken kafeye varmıştı bile. Pek göze batmayan bir masayı seçip oturdu ve beklemeye başladı. Birkaç dakika sonra etrafta onu arayan Mattheo ile karşılaştı Violet'in bakışları. Göz göze geldiklerinde Mattheo masaya gelip karşısına oturdu.

Bir süre sessizlik hakim kaldı aralarında. Sessizliği bozan Mattheo olmuştu.

"Neler olduğunu anlatmak ister misin yoksa ben mi senden sonra neler olduğunu anlatayım?"

"İstersen ilk sen anlat."

"Peki o zaman. Gittiğin sabah laboratuvarda büyük bir kaos çıktı. Hücrene geldiklerinde seni bulamamışlar ve her yeri aramaya çıkmışlardı. Bütün gün boyunca binayı ve çevresini aradılar ama seni bulamadıklarını öğrendim. Kaçtığını biliyordum ama... Beni orada 1 yıl yalnız bırakmanı kabullenemedim."

"Yalnız değildin başkaları da vardı."

"Başkaları dediğin arkadaşlarımızdı Violetta. Beni ve onları orada bıraktın. Ve biliyor musun hala orada olanlar var. En azından aramızdan birinin kurtulmasına sevdindik evet ama bizi de almanın bir yolu olmasa bile en azından haber verebilirdin..."

"Benim de haberim yoktu Matt. Her şey çok ani oldu hiçbiri planlı değildi. Ve o kaçmak için tek şansımdı bunu berbat edemezdim."

"Nasıl kaçtın?"

"Aslında biraz uzun hikaye. Dışarıdan biri yardım etti diyelim."

"Hadi ama ben anlattım! Bir saniye, şu sürekli laboratuvara gelip ölenleri götüren değil, değil mi?"

"Şey... Hala yapıyor mu?"

"Lanet olsun Violet! Bir de seni onunla aldattım de tam olsun."

"Saçmalama o arkadaşım."

"Ceset taşıyan ve nereye götürdüğünü bilmediğimiz bir arkadaşın."

"Güzel para veriyorlarmış ama haklı bence."

"Seni nasıl kaçırdı?"

"Önceki gece ölen birkaç kişiyi almaya geldiği sırada hücre anahtarımı çalmıştı geldi çıkardı işte."

"Niye sen ama?"

"Belki işine yarayabileceğimi düşünmüştür veya sadece sempati duymuştur. İyi bir istihbaratçı, denekler hakkında pek çok şey biliyordu."

"Hala ikna olmadım."

"YETER MATTHEO! ORASI HAKKINDA HİÇBİR ŞEYLE İLGİLİ KONUŞMAK İSTEMİYORUM ARTIK!"

"Biraz sakin ol... Ben de konuşmak istemiyorum ama bilmem lazım."

"Lazım falan değil! Hatırlatırım ben gitmeden önce zaten ayrılmıştık."

"Biliyorum... Ama hala arkadaşız değil mi?"

"İstersen."

"İstiyorum ama daha çok şey anlatmalısın. Kaçtıktan sonra ne oldu?"

"Birkaç yıl yetimhanelerde kaldım. Anya'yı hatırlıyor musun? Birkaç kere laboratuvarda denk gelmiştiniz sanırım."

"O küçük pembe saçlı şey mi? O zamanlar aranız iyiydi ama senden önce laboratuvardan atılmıştı."

"Bir yıl onunla aynı yetimhanede kaldık. Sonra ayrılmak zorunda bırakıldık ve uzun süre onu bulamadım. Tekrar bulduğumda 5. kez evlat edinilmişti. Şuan kaldığı aile beni de kabul etti ve artık onunla yaşıyorum."

"En azından bazılarının hayatı güzel. İyi bir aile ve iyi bir okul."

"Okul demişken sen nasıl Eden'e girdin?"

"Laboratuvardan çıkalı çok olmadı. Bir süre seni aradım, bulmam da pek zor olmadı. Okulunu öğrenince girmek için biraz uğraştım hem seni şaşırtmak istedim."

"Yıllardır görmediğim birini aniden karşımda görüp kalp krizi geçirmem için şehrin en iyi kolejini mi kazandın?"

"Sen öyle dersin bense ufak bir sürpriz derim."

"Her neyse. Bu arada okulumu ve yerimi nereden öğrendin?"

"Eh, istihbaratçıları bilirsin. Asla tek kişiye çalışmazlar."

Bunu söylerken Mattheo haince sırıtıyordu. Violet'in gözleri ise sinirle alev almıştı.

"Onu öldüreceğim."

"Hadi ama o da benim bilgimi sana vermiş olmalı."

"Aslına bakarsan hayır, vermedi. Bu yüzden aramızda 'güzel' bir konuşma geçecek."

"Ben de geleyim mi? Eğlenceli olur."

"Bir kere de eksik kal Matt."

"Aman iyi be. Kaç yıldır eksiğim zaten ama belli ki beni özlememişsin bile."

"Aslında çok özledim... Yine de gelme ama."

"Pff neyse."

"Artık gitmem lazım eve geç kalmayayım."

"Evlatlık alınmak da zor iş. Neyse git sen, yarın görüşürüz."

"Görüşürüz Matt."

Violet kafeden çıkıp yürüyerek eve döndü. Akşam yine işi var gibi duruyordu.

☆☆☆

☆☆☆

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Forgerların Yeni KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin