Aile sevgisi görmemiş biri size bağlanırsa onun gerçek ailesi siz olursunuz.
O kişiyi bırakırsanız onun katili siz olursunuz.
_________________________________________________________Son düdük çalındığında maçın bitmesiyle ayağa kalkıp biraz gerindim.
İlk başta fazla istemeyerek izlesem de sonrasında kendimi kaptırmıştım.
Sağımda ki Jisoo'ya baktığımda zafer edasıyla gülümsediğini gördüm.Ona baktığımı hissedince bana dönerek
"Bir şeyler yapmaya gidelim mi?" diyerek bir soru yöneltti. Ringin tam yukarısında bulunan tavan da parlayan saate baktığımda biraz daha kalabileceğime kanaat getirdim. Tekraren ona dönerek kafamı salladığım zaman hafifçe kulağıma eğilerek "Sehun'un gelmesinde bir sıkıntı var mı?" fısıldadı. Gözlerimi yere çevirip bir kaç saniyeliğine sustuktan sonra kafamı olumsuz yönde sallayarak sıkıntı olmayacağını belirttim.Aldığı tepkiden sonra gülümseyerek ayağa kalktı ve Sehun'a dönerek konuşmaya başladı. "Bir şeyler içeceğiz gelecek misin?" diye soruyu yönelttiği zaman Sehun, bana bakarak "Sorun olmayacaksa tabiki." dedi.
"Saçmalama Sehun, ne sorunu." diyerek Jisoo, cevap verdikten sonra hep birlikte ayağa kalkıp geldiğimiz yönü bu sefer dönerek çıkışa doğru ilerledik.
Sehun, tahminimce arabasına doğru ilerlerken Jisoo'ya bakarak
"Her zaman ki yerde mi?" dedi.
Jisoo, kafasını sallayarak onayladığı zaman bende arabaya binmiştim.İçeride ki sıcaklık beni ısıtmaya başlıyordu.
Ellerimi birbirine sürtmeye devam ederken Jisoo'nun telefonu çaldı. Telefona bakıp bana kısa bir bakış attıktan sonra tekraren telefonuna baktı. Bu olayı garipseyerek başımı cama çevirmeyi tercih ettim. Ama camın yansımasından onu izliyordum.
O ise, telefona biraz daha baktıktan sonra sessize alıp köşeye indirmişti.Zaten yeterince dolu olan beynime bide bunu eklemek istemediğim için ağzıma fermuarı geçirerek yolu izlemeye devam ettim. O an aklıma gelen soruyla Jisoo'ya döndüm. "Jisoo." başka bir şeye dalmış olduğu için "Hıı." diyerek bana bakmadan konuşunca tekraren konuştum.
"Bizim mekan dediğin yerlerin sayısı kaç tane?" sorduğum soru ile gözlerini camdan çekerek "Kaç tane mi?" dedi.
Kafamı sallayarak "Seninle bir kez daha dışarı çıkmıştık gece oraya giderken de 'bizim mekan' demiştin."Kafasını yavaş bir şekilde salladığı zaman hatrına gelmiş gibi "Ha..evet hatırladım. Açıkçası oraya da aynı ismi kullanıyoruz ama burası sadece bizim aramızda böyle bir isime sahip onun dışında herkesin bildiği adıyla 'Diaboli Domus' bu herkes tarafından kullanılan ismi, belki duymuşsundur." dediğinde olumsuzca kafamı iki yana salladım.
"Açıkçası duymadım."İkimizde tekraren sustuğumuz da dayanamayarak tekraren soru sordum.
"Dediğin isim...Diaboli Domus bir anlami var mı? Çünkü ilk defa duyuyorum." her zaman ki gibi gülümseyerek baktıktan sonra konuşmaya başladı.
"Evet, tabiki var. Anlamı..." yan tarafında bulunan sudan biraz içtikten sonra tekraren konuşmaya başladı."Şeytanın evi."
Söylediği kelime hafızama kazınırken araba durunca Jisoo'ya eşlik ederek bende indim.
Garip bir isimdi.Arabadan indikten sonra karşımda ki koca şehir manzarasına baktım, büyülü gözlerle.
Geldiğimiz yerin adını bilmiyorum ama tam anlamıyla tüm şehrin ayaklarımın altında olduğunu görüyorum.
Bu bir nebze olsa da heyecanlanmama sebep olmuştu.Bizi buraya bırakan adamın, Jisoo bir kaç şey söyledikten sonra Jisoo'yla geldiğimiz arabanın geri gittiğini gördüm. Sorarcasına baktığım zaman
"Yalnız olalım istiyorum." dedi.
Başımla onaylayarak tekraren manzaraya döndüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell Me About Love |Taennie
Fanfiction❝Kimseye boyun eğmedim ama sana yerle bir oldum, Kim Jennie...❞ ༄taennie ©2022 |Mochipastah