Death in a brown eye full of white roses shouldn't be this beautiful...
_________________________________________________________
Gözlerimi tekraren kapattım ve güzel havayı içime çektim büyük bir istekle. Sonrasında ise otobüse binmek için sıranın bana geldiğini görünce aldığım nefesi sıkıntıyla dışarı verdim ve içeri girdim. Sehun'un hala gelmediğini gördüğüm zaman hızla yerime ilerledim. O sırada da Bayan Kwon, yeniden yoklama alarak görevli olduğu öğrencilerin tam olduğunu anladığında ilerlemeye başladık.
Sehun'un benden sonra gelmesi işime yaramıştı çünkü onda önce gidip cam kenarına oturdum. Eskiden benim oturduğum yere oturduğu zaman gülerek bana döndü "İsteseydin verirdim." dedi.
Aynı şekilde güldüğüm zaman cama döndüm.Bekleme alanında biraz daha fazla kalmıştık ortak kararla. Çoğu kişinin midesi kötü olmuş ve kalma saatini arttırmışlardı.
Otobüs aynı şekilde ilerliyordu orta hızda. Artık yolculuğun bitmesini istiyordum çünkü can sıkıcı olmaya başlamıştı. Enerjim sömürülmüş bir şekilde camı izlemeye devam ettim. "Biraz kendinden bahsetmeye ne dersin?" diyerek bir soru bana yönelttiği zaman duraksadım "Ne şekilde?" dedim.
"Neleri seversin mesela?" dediği zaman konuşmanın biraz iyi geleceğini düşünmeye başladım. Ona dönmeden "Sen sor ben cevaplayayım.""En sevdiğin renk diye klasik bir soru sormayacağım çünkü anladığım kadarıyla siyaha aşıksın." söylediği şey ile gülmeye başladım. "Sen dışarıya yansıttığım görüntüye aldanan diğer insanlar gibisin." şaşırmış ve anlamamış bir şekilde bana bakarken açıkladım kendimi "Siyaha büründüğüm için siyaha aşık değilim maviye aşığım." dediğim zaman kaşlarını kaldırdı ve anlamış bir şekilde başını sallayarak "Şaşırtıcı." dedi.
Konuşma bundan sonra kesilmişti. İnsanların beni tanımadan başkalarından duydukları şeyler ile yorumlaması komik geliyordu. Onları kendimi açıklamaya bile lüzum görmüyorum. Böyle düşünmeye devam ederken Sehun'un sesi doldurdu kulaklarımı. "Çok gizemli birisin." dedi.
Belki de. Ona tepki vermeden başımı cama yasladım ve dışarıyı izlemeye başladım.Bir zaman sonra boynumun ağrıdığını hissettiğim zaman başımı camdan çekerek etrafa göz attım. Gözlerim anlık olarak alt sınıflardan Yu Jimin ile kesiştiği zaman bana garip bir şekilde baktığını fark ettim. Gözlerim hâlâ onun üzerinde geziniyorken birden telefonuma gelen bildirim sesleri ile yüzümü buruşturup Yu Jimin'den gözlerimi çektim. Garip olan şey ise Sehun'un da telefonuna bir anda bildirim sesi gelmişti.
İkimizde anlamaz bir şekilde birbirimize baktık anlık olarak.Gözlerimi ondan çekip telefonumun şifresini girip bildirim paneline baktım. O zaman okul grubundan gelen bir mesaj olduğunu gördüm. Mesaja tıklayarak ne olduğunu anlamaya çalışırken önüme çıkan link ile direk oraya tıkladım. İçimde oluşan heyecan duygusu artarken dudaklarımı birbirine bastırmıştım. Anlık olarak içimde hissettiğim bu duygu beni nedensizce germişti. İçimden "Neden bu kadar gerildim?" diye sorular soruyordum kendime.
Ne kadar hatırlamak istemesem de o gece de aynı şeyin olması yüzünden kötü şeyler yaşamış olmanın korkusu vardı içimde. Bir anda herkesin telefonu çalmış sonrasında ışıklar kesilmişti.
Yolda olduğumuz için internetim çekmiyordu. Yan tarafım da oturan Sehun'a dönerek "Neye bakıyorsun?" dedim.
"Okul grubundan mesaj gelmiş." dediği zaman "Senin ki açıldı mı?" dedim. Gözlerini benden çekerek telefonuna çevirdiği zaman başını sallayarak beni onayladı. Anlık olarak gözlerim telefonuna kaydı. Benimde görmem için telefonu bana yakınlaştırdığı zaman yüklenen sitenin başlığını okumaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tell Me About Love |Taennie
Fanfiction❝Kimseye boyun eğmedim ama sana yerle bir oldum, Kim Jennie...❞ ༄taennie ©2022 |Mochipastah