2.8

353 43 292
                                    

Hayatım boyunca yaptığım en güzel hataydın ;)
_________________________________________________________

Yorgun olmanın verdiği hissiyat vücudumu sararken gözlerimi açmak istemiyorum. Ancak ikide bir parmaklarını gözüme süren Taehyung bu durumu biraz imkansızlaştırıyordu. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi açtım. Gördüğüm manzara karşısında yorgunluğumun bir kuş gibi uçtuğunu fark ettim.
"Günaydın." dedi uykudan kalınlaşmış sesi ile. Ses tonu içimde ki tüm damarlara işlerken yataktan doğruldum ve "Günaydın." dedim.

Gözüm pencereye kaydığı zaman havanın hâlâ aydınlanmamış olması ile dudaklarımı büzdüm ve "Daha güneş doğmamış Taehyung niye beni uyandırdın?" dedim. Taehyung gülerek doğruldu ve esnedi. Ardından konuşmaya başladı.
"Araba aşağıda bizi bekliyor hocalara gözükmeden çıkalım diye uyandırdım." dediği zaman anladığımı belirtir bir şekilde kafamı salladım ve ayağa kalkarak çantamın olduğu tarafa ilerledim. Dışarıya saçılmış olan bir kaç eşyayı içine geri katarak fermuarını çektim. Sonrasında Taehyung'a dönerek "Hadi gidelim." dedim. Hızlı hazırlanmış olmama şaşkın bir şekilde bakar iken ayağa kalktı yavaşça ve komik adımlarla ilerleyerek yerde -daha yeni gördüğüm- çantayı koluna astı ve benim çantamı da koluna alarak "Hadi!" dedi.

Hızlı adımlarla odadan çıktığımız an aklıma Jisoo geldi. Duraksadığım zaman önümde yürüyen Taehyung duraksayarak "Ne oldu?" dedi. "Jisoo'ya hiçbir şekilde haber vermedim." dediğim zaman yürümeye devam edip "Ben haber verdim." dedi. Rahatlama duygusunu hissettiğim zaman ardından gitmeye başladım. Açıkçası şuan ne yapıyorduk bende bilmiyorum ama Taehyung'un arkasından gidip yanında bulunmak iyi hissettiriyordu.

Otelden çıktığımız zaman bu tatilin iyi geldiğini düşünmeye başlamıştım. Taehyung ile sevgili olmamız bir nevi bu tatil sayesinde gerçekleşmişti. Aptal bir şekilde sırıtarak yürümeye devam ettim. Ama yine her zamanki gibi beynim dün gece olan olayları hatırlatıp moodumu düşürmüştü. Sonrasında Taehyung'un bana açıklayacağını söylemiş olduğu geldi aklıma ve içimde tuttuğum nefesimi dışarıya verdim.

Siyah jipin önüne geldiğimiz zaman Taehyung ön koltuğa geçmeden önce "Rahatla biraz Jennie!" dedi. Onayladığımı belirtir bir şekilde kafamı sallayarak kapıyı açtım ve koltuğa oturup kemerimi taktım.

Taehyung arabaya bindiği zaman sessiz bir şekilde doğan güneşi izlemeye devam ettim. Yeni doğmaya başlayan güneşe rağmen ay ve yıldızlar biraz gözüküyordu. Bu üç mükemmellik tek bir gökyüzüne aitti. Kafamı camdan çekerek Taehyung'a çevirdim ve onu dinlemeye çalıştım.

"Uğramak istediğin bir yer var mı?" sorduğu soru ile "Hayır." diyerek önümde duran radyoyu açtım. Bağlı olan telefonda çalmaya başlayan şarkı ile yüzümü değişik bir duygu kaplamıştı ve ona dönerek "Bu kimin sesi?" dedim. Söylediğim şey ile farkına varmış bir şekilde bana dönüp "Rosé'nin sesi." dedi. Huzur verici ince ses kulaklarıma işlerken "Kayıt ettiği bir kaç parçayı bazen bize atıyor." dedi. Bu beni şaşırtmıştı açıkçası. Ve onunla yüz yüze geldiğimiz ilk an canlı bir şekilde onu dinlemek isterdim. O sırada gelen bildirim sesi ile telefonuma bakacakken Taehyung'un telefonu olduğunu anlayınca durdum.

"Telefonumu uzatır mısın?" diye rica ettiği zaman telefonunu ona uzatarak bakmasına yardımcı oldum. Gelen mesaj bildirim sesi ile hızını yavaşlattı ve mesaja baktıktan sonra "Yarın benimle bir davete gelir misin?" dedi. Bilmem manasında dudaklarımı büzdüm. "O zaman gitmem." dediğinde "Önemli mi?" dedim.
"Amcamın verdiği bir davet, yani biraz önemli." dediğinde "Gelirim o zaman." dedim ve telefonu aldığım yere bıraktım.

Tell Me About Love |TaennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin