seeelammm
ybyi sizlere bırakıyorum yorum yaparsanız çok sevinirim
iyi okumalarr <3
Taşınmamın ikinci günü, okulumun başlamasına beş gün kala ailemle aptal kırmızı formalarımı aldıktan sonra yaptığım tek şey odamda oturmak, aptal magazin dergileri karıştırmak ve Walkman'imden No Doubt dinlemekten başka bir şey değildi.
İşte bu zamanlar kendi kendime ders çalışmak dışında bir hobim olmadığı için kızıyordum. Arkadaş edinememin arasında matematik problemlerine kafa yormanın bana verdiği büyük haz, ya da biyoloji hakkında bir makale okurken aşırı heyecanlanmam olup olmadığını da merak ediyordum.
Jennie ve Jisoo'nun beni başka bir yerlere çağırıp çağırmayacağını merak ettiğimden arada kafamı uzatıyor, sokağın karşısındaki evden onları gözlüyordum ama elime bir şey geçmiyordu.
İşte tam da bunu bir uğraş olarak kullandığım günlerin birindeydim ki kurtarıcımmış gibi odaya giren annem "Yerim," dedi gülen suratıyla "Dünkü kızlar kapıda, seninle bir şey konuşmak istiyorlarmış".
Kaşlarım havaya kalktı. İçimde bilmediğim bir heyecan ve mutluluk meydana gelirken "Gerçekten mi?" diye sordum heyecanla "Benimle bir şey mi konuşmak istiyorlar?".
Annem bu halime gülerken arkadaş edinememekten dolayı sıkıntılarım olduğunu bildiğinden olsa gerek mutlu gözüküyordu. Üstümdeki kıyafetleri kontrol etme gereği duymadım. Sadece yatağımdan kalktım ve bu aptal ahşap merdivenlere doğru ilerledim. O kadar gıcırtı yapıyorlardı ki beni sinir hastası durumuna getireceklerdi.
Aşağıya inip açık sokak kapısına doğru ilerlediğimde Jennie ve Jisoo kapının önünde duruyordu. Jennie altına kot bir etek, üstüne de belini açık bırakan siyah baskılı bir tişört giymişti. Kahküllü saçları atkuyruğu şeklindeydi. Jisoo ise düz bir siyah elbisenin altına giydiği kısa kollu tişörtle öylece duruyordu.
Beni gördüklerinde "Selam." dedi Jennie gülümseyerek ben de gülümsemesini taklit ettim ve "Selam." dedim onlara bakarak.
Bu sefer konuşan Jisoo oldu "Yarın akşam bir parti var," dedi gülümseyerek "Aslında tam parti denemez Jongho'nun yeri diye bir mekanda öyle toplamıyoruz. Herkes orada olacak, sen de gelmek istersin belki.".
Kaşlarım havaya kalktı. Çok hevesli görünmek istemesem dahi çok hevesli olduğum büyük bir gerçekti ve ben kendimi rol yapmaya zorlayamıyordum.
"Ah," dedim heyecanımı biraz da olsa bastırırken "Saat kaçta demiştin?".
Jisoo bana bakarken gülümsemesini büyütmüş "Sekiz, ya da belki başlaması dokuzu bulur." demişti. Kafamı olumlu anlamda salladım. Onlara orada olacağımı, hatta birlikte geçmeye ne diyeceklerini soracaktım ki aklıma gelen bilgiyle duraksadım.
Yüzümdeki sırıtma yavaş yavaş solarken "Ah, benim yarın aile yemeğinde olmam gerekiyor." dedim üzgünce. Ailem, uzun zamandır arkadaşları olan Kim ailesinde bir yemeğe davetliydiler. Onları ekemeyeceğimi biliyordum çünkü bu ben ve Kimlerin çocuklarının da dahil olduğu bir yemek olacaktı. Birkaç sokak üstümüzde, şehrin daha zengin kısmının yaşadığı, ne kadar arasak da orada ev bulamamıştık, geniş ve ferah bir mahallede oturuyorlardı.
Jennie alt dudağını sarkıttı. "Oradan sonra gelemez misin?" derken gülümsüyordu. Bu kadar arkadaş canlısı olmaları çok tatlıydı.
Kafamı içeriye doğru çevirip anneme baksam da onu oralarda göremedim. "Şansımı deneyeceğim." dedim daha sonra gülerek. "Dokuzdaydı değil mi?".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
90's love || jungri.
FanfictionKim Yerim on yedi yaşındaki yeğenine lisedeki aşkını anlatıyordu.