selaaam ben bu bölümü çok beğendim yavaş yavaş olaylara giriyoruz yorumlarınız beni çok mutlu ediyor, teşekkür ederim yorum yaptığınız için🥺🥺🥹🥹
10 adet okuyucumdan da bugün üniversite sınavına girecek olan varsa başarılar dilerim umarım sınavınız çokk güzel geçer. Sizleri seviyorum iyi okumalar <3
İlk okul haftamın son günü okula gitmek için servisteyken yine ölü gibiydim. Dün bütün gece Jıngkook'u düşünüp durduğumdan uyuyamamış, çarpan kalbimde yatakta dönüp durmuştum.
Kendimi mutlu hissediyordum. Onun hoşuma gittiğini artık itiraf etmek konusunda bir sıkıntı yaşamıyordum. Beni arkadaş olarak görmediğini de biliyordum ve nedense, buraya taşınmamızın onunla tanışmam için hayatın küçük bir oyunu olduğunu düşünüyordum.
Hayatımdaki her şeyi romantize etmek benim için hiç kimseye alışamadığım yıllarımı geçirmek için kolay bir seçenekti ve şimdi, belki de evde öylece oturmak dışında gerçek anlamda mutlu olabileceğim bir şey yaşıyordum.
Okula vardığımda sınıfıma giderken hiç uyumamış olmama rağmen mutluydum. Saçlarımı gelişigüzel bir atkuyruğu toplamıştım. Siyah Converselerim ayağımdaydı ve bu aptal fular boynumu sıkmıyordu.
Sınıfa girdiğimde neredeyse herkes gelmişti. Oturduğum yerde acaba hala ben mi oturuyorum diye düşünüyor olsam da böyle varsaydım ve çantamı sıraya koydum. Bununla birlikte şimdiden uyuklamaya başlamış sıra arkadaşım Jaehyun kafasını kaldırdı ve kısık gözleriyle bana baktı. "Selam." dedi hafifçe gülümseyerek. Tatlı bir gülümsemesi olduğunu düşündüm ki zaten tatlı bir çocuktu. "Öldüğünü düşündüm.".
Hafifçe kıkırdadım. "Hızlı parti hayatım okula gelmemi engelledi." dedim şaka yaparak. Kafasını salladı. Bana döndü ve "Dün seni açık hava sinemasında gördüm." dedi "Ama etrafındaki kimseyi tanımadığım için gelip selam vermeye biraz çekindim.".
Kaşlarım söylediği şeyle havaya kalktı. "Keşke gelip selam verseydin." dedim gülümseyerek. O da bu sırada hafifçe doğrulmuş uyanmaya çalışıyor gibi esniyordu. "Buraya taşınalı ne kadar oluyor?".
"Sadece birkaç hafta.".
Kaşları havaya kalktı. Sonunda esnemeyi bıraktığında boynundaki kravatı gülümsedi ve "Ne kadar çabuk arkadaş edinmişsin." dedi samimi bir gülümsemeyle "Ben muhtemelen çok zorlanırdım.".
Söylediği şey tekrardan kıkırdamama neden olduğunda "Aslında ben de bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum." diye cevap verdim ona "Sadece oturduğum sokaktaki insanlar çok arkadaş canlısıydı.".
Jaehyun anlayışla kafasını salladı ve bana "Nerede oturuyorsun?" diye bir soru yöneltti. Ben de "Buraya biraz uzak kalıyor." diye yanıtladım onu "Aslında baya uzak. Eski bir alışveriş merkezi var, artık kullanılmıyor. Orayı biliyor musun?" diye sorduğumda kendimi anlatmaya çalışıyordum çünkü şu an nasıl oturduğum yeri tarif edebilirdim bilmiyordum.
"Evet."
"Orada." dedim gülümseyerek. Anlamış olmasını umuyordum. "Sadece bir alt sokağında.".
"Ah gerçekten uzakmış." dedi Jaehyun hala gerinmeye devam ederken. Bir türlü uyanamıyor olmasını komik buluyordum. "Yarın partiye gelsene." diye bir şey ortaya attı sonra "Bizimkiler yaza hoşçakal partisi veriyor. Okuldaki herkes davetli.".
Kafamı salladım. Birden fazla sosyal bir hayata geçişim garibime gidiyordu tabii. "Olabilir." dedim gülümseyerek yine "Nerede olacak?".
"Tzuyu ve ailesinin yazlık evinde." dedi bana bakarken "Biraz okulun ilerisinde kalıyor. Bulamazsan seni alabilirim.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
90's love || jungri.
FanfictionKim Yerim on yedi yaşındaki yeğenine lisedeki aşkını anlatıyordu.