selaaam hızlı bölüm atmak için kontrol etmedim umarım güzeldir yorum yaparsanız sevinirim sizleri seviyorum <3
Saat gece ikiyi biraz geçiyorken düzgün bir hayat isteğim benim için sanki sadece bir hayalden ibaret olabilecekmiş gibi önümdeki votka şişesine ve boş shot bardaklarına bakıyordum.
Yugyeom biraz çakır, Jisoo ise sarhoştu. Jennie de sarhoş gibiydi ama onu anlayamıyordum çünkü dümdüz önüne bakıyor, pek konuşmuyordu.
"Oyun şöyle oynanıyor Yerim." dedi gözlerini benden ayırmayan Jungkook "Klasik bir doğruluk cesaretlilik oyunu gibi. Sadece şişe çevirmiyoruz ve soru kategorisine sen karar vermiyorsun. İsteyen istediğine sorabilir. Sadece iki soru üst üste aynı kişiye soramazsın ve eğer söyleneni yapmak ya da cevaplamak istemezsen shot atıyorsun, anlaşıldı mı?".
Kafamı olumlu anlamda salladım. O da biraz düşünür gibi etrafa bakındı sonra ekledi "Ama herkesin kafası olduğundan üst üste shot atmak yasak diye bir kural koyuyorum. Tamam mısınız?".
Kafamı olumlu anlamda salladım. Zaten bir bardak içtiğimden çok da kötü etkilenmeyeceğimi düşünüyordum ama şu an karşımda oturan Jungkook bana öyle bir bakıyordu ki gerçekten korktuğumu hissediyordum. Sanki üstüme oynayacağı açıktı ve ben sadece sessizce olanlara göz yumacaktım.
"Ben başlıyorum o zaman." dedi Yugyeom, "Ee Jen, benimle öpüşmek nasıl bir deneyimdi?".
Ortamda büyük bir kahkaha fırtınası koptuğunda "İğrençti." dedi Jennie yüzünü buruştururken, sonra düşünür gibi hepimizin suratına tek tek baktı ve "Yerim." dedi keyifle "Burada en hoş bulduğun çocuğu öpmeni istiyorum.".
Kaşlarım havaya kalktı. Jennie'den gözümü ayırmıyorken kıkırdamaları duyuyordum. Bilerek başka birine bakmıyordum ki gözlerim direkt Jungkook'a giderse anlaşılmaktan korkmuştum.
"Gel Yerim, küçük bir öpücük." diye benimle dalga geçen Yugyeom'u umursamadım ve önümdeki shotlardan birine uzanarak kafama diktim.
Yugyeom tekrardan büyük bir alayla "Üf ya..." diye sitem ettiğinde yüzümü buruşturmuş, bardağı yerine koymuş ve ne olacak diye bakmıştım. "Şimdi ben mi soru soruyorum?".
Karşımda bakmamak için özen gösterdiğim, çünkü hala bacaklarını Jungkook'un kucağına uzatıyordu, Chaeyoung "Evet." dediğinde gülümsedim. Jungkook'a bir soru sorup ortalığı kızıştırabileceğimi biliyordum ama bunu yapmayacaktım, o zaten bunu istiyordu ve ben de farkındaydım bu yüzden belki bir işe yarar diye "Jisoo," dedim "Buradaki erkeklerden biriyle evlenmek zorunda kalacak olsan, hayatının sonuna kadar onunla birlikte kalmak zorunda da olacaksın, hangisini tercih ederdin?".
Kafası iyi olan Jisoo kısaca güldü. "Tabii ki Namjoon." diyerek yanımdaki çocuğun gülümsemesini kazandı. "Sıra bende!" diye şakıdı ardından büyük bir neşeyle "Yugyeom, altıncı sınıfta maketimi sen bozdun değil mi? Artık itiraf et. Orospu çocuğu.".
Jisoo'nun bu tepkisi herkesi güldürürken yüzündeki saf sinir görünecek bir haldeydi. Yugyeom "Sana bininci kez söylüyorum, ben yapmadım." diye ısrar ediyordu. Jisoo kafasını iki yana salladı. "Sana inanmıyorum.".
Jisoo arkadaşına söylenmeye devam ederken Yugyeom bıkkınca ofladı. "Oyunu çok sıkıcı oynuyorsunuz." dedi ve insanlara göz attı. "Her şeyinizi biliyorum..." diye mırıldandı. Masada birkaç kez gözleri tur attı ve sonra bende durdu. Rahatsız edici bir gülümseme suratına yayıldı ve sordu. "Daha önce hiç seviştin mi Yerim?".
Beklenmedik soruyla birlikte kaşlarım havaya kalktığında herkesin gözleri üstümdeydi. Cevabı az çok tahmin ettiklerini farkındaydım. Chae ve Yugyeom'un sırıtışını görebiliyordum. Jennie soruya gözlerini devirmişti ve Jisoo ve Namjoon gerçekten benimle ilgilenmiyorlardı. Jungkook'un olduğu tarafa bakmıyordum çünkü onu umursamıyormuş gibi görünmek için büyük çabam boşa gitsin istemiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
90's love || jungri.
FanfictionKim Yerim on yedi yaşındaki yeğenine lisedeki aşkını anlatıyordu.