Arkadaşlar selam bu hikayeyi zaten on kişi
bile okumuyordu artık Wattpad ban yediğinden dolayı kimse okumuyor olabilir ama ben yine de bu hikayemi çok sevdiğim için bırakmıyorum!Wattpad yasaklandığında uygulamam silik olduğundan geri yükleyemedim bu yüzden çok büyük sıkıntılar yaşıyorum ama hala bir okuyucum varsa size upuzun bir bölüm yazdım ve hazırda iki bölümüm daha var
Lütfen burada olun, sizleri çok seviyorum ve yorum yaparsanız beni çok mutlu edersiniz. İyi okumalarr
Bende kaldığı geceden sonra, günler geçse bile Jungkook'u görmemiştim.
İlişkimizin ne boyutta olduğunu anlayamıyordum ve bu benim için kafa karıştırıcı olsa da içten içe hoşuma gidiyordu. Hoşuma gidiyordu çünkü uyumadan önce saatlerce onu düşündüğüm geceler boyunca bir karar vermiştim. O da Jungkook'un beni önemsediğiydi.
Beni önemsiyordu, benden hoşlanıyordu ve benimle vakit geçirmekten keyif alıyordu. Bunu biliyordum bu yüzden geri kalan şeyleri umursamıyordum. Aramızdaki problemleri halletmiştik çünkü, önemli olan buydu ve ben Jungkook'u kafamda düşündüğümde kendimi değerli biri gibi hissettiğimden içim rahat ediyordu.
Cuma günü, heyecanlıydım. Neden heyecanlı olduğumu bile tam olarak bilmiyordum. Okuldan gelmiş, basit bir eşofman altıyla evde otururken televizyon izliyordum ama odaklanmak imkansız gibi hissettiriyordu. Sürekli telefona bakıyor, tüm dikkatimi kapı çalacak mı düşünmeye harcadığım için izlediğim filmden bir şey anlamıyordum.
Bu yüzden olsa gerek, ev telefonunun sesi salonu doldurduğunda heyecanla yerimden sıçramış hemen ayaklanarak telefona koşmuştum.
Sabahtan beri bir kez bile çalmayan telefon eğer istediğim kişilerden biri aramıyorsa acı bir sesten başka bir şey olmayacaktı, bu yüzden "Alo?" kelimesi ağzımdan çıkarken gerim gerim geriliyordum.
"Selam.".
Hattın ucunda duyduğum ses yüzümde aptal, kocaman bir sırıtışa neden oldu. Jungkook'un sesini duymak sabahtan beri beklediğim o yegane şey olduğu için mi bilmem, ne demem gerektiğini bilemedim ve ağzımdan "Kimsiniz?" gibi aptal bir kelime çıktı.
Hattın diğer tarafından gelen kıkırdama sesi Jungkook'un bunu bir şaka olarak algıladığını gösterdi diye sevindim.
"Jeon Jungkook." dedi keyifli bir şekilde. Sırıtmam yüzümde iyice yayıldı. Nefesim gerildi ve ben "Ah, tamam o zaman." dedim.
Flört konusunda kötüydüm. Ne söyleyeceğimi bilemiyordum ki aramızdaki bu şeyin flört olup olmadığını da bilmiyordum bu yüzden her şey daha da zor bir hal alıyordu.
"Bu akşam işin var mı?".
Jungkook'un sesindeki özgüveni kendi sesime de yansıtmak zor muydu evet ama başarılı olduğumu düşünerek "Neden?" diye sorabilmiştim "Ve kim soruyor?".
Hattın karşısından gelen minik bir kıkırtı dudaklarımı iki yana kıvırırken "Yugyeom'un evinde toplanıyoruz." cümlesi devam etti "Seni de davet ediyorum.".
Gülümsemem suratıma daha da yayılırken "Aslında orası senin evin olmadığı için beni oraya davet etmem pek de mantıklı değil." dedim öylesine. Jungkook ise ısrar etti "Aslında haftanın yarısını o evde geçiriyorum. Şu an bile oradayım, emin ol gayet mantıklı.".
Bir şey söylemedim. Karar veriyormuş gibi durmak istiyordum ki bu hiç mantıklı değildi fakat yine de bunu yaptım. "İyi," dedim sonunda "Saat kaç gibi orada olmalıyım?".
Jungkook "Bir saat içinde." diye sorumu hemen yanıtladığında "Jennie ve Jisoo orada olacak mı?" diye sordum çünkü onlarla gidebilirdim.
"Onlar biraz geç kalacak. Seni almaya gelebilirim.".
ŞİMDİ OKUDUĞUN
90's love || jungri.
FanfictionKim Yerim on yedi yaşındaki yeğenine lisedeki aşkını anlatıyordu.