•2•

154 13 5
                                    



Gözlerimi araladığımda, gözümü alan güneş ile cayır cayır yanmaya başlayan gözlerimi ellerimi yumruk yaparak ovdum. "Oo uyanmış uyuyan güzel."

Batur'un gür ve neşeli sesi kulaklarımı daha çok açmıştı.
"Sabah sabah, ne bu enerji?" Dedim, doğrularak. Cebindeki ellerini çıkarıp kendini koltuğa attı."Güzelim,birincisi sabah olması için saatin 9 ile 10 arası olması gerekiyor ki saat on iki. İkincisi enerji olması gereken bir şey."

Onun bu gereksiz uzun açıklamasına gözlerimi devirip ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Herkes burda mı?"

Dediğimde elini çenesine koyup gözlerini kıstı."Herkes, herkes mi ? Yoksa Haktan mı?"

İsmini duyar duymaz tedirgin olsamda imasıyla sert bir bakış attım."Herkes işte." Dedim, daha sonrasında ifadesiz tuttuğum ses tonumla."Herkes dışarda, Haktan'da dışarda."

Oflayarak ayağa kalktım."Haktan da herkes Batur.Sanki bir özelliği varmış gibi söyleyip durmasana." Eşyalarımı toparlarken bir yandan da Batur'a laf yetiştiriyordum. "Tamam! Kızma." İfadesiz kalarak etrafıma bakındım.

Bir süre daha Batur burada oyalandıktan sonra çıkınca, altıma siyah bir tayt ve üstüne lila dar bir crop geçirdikten sonra saçlarımın kabarıklığını ellerimle biraz olsun düzelttim. Dün gece burda uyuduğum için boynum ve başım feci ağrıyordu.Daha ayılamadığım içinde her şeyden önce bir kahve içmenin iyi geleceği düşüncesiyle çıktım karavandan.

Herkes bir yerlere dağılmış kendi halinde takılıyordu. Hoş, kendi başlarına fazlasıyla iyi bir ekipti. Ben sevmiyordum böyle ortamları.

Bedenime değen soğuk rüzgarla içim titremişti adeta.Kahvemi alıp karavanın önüne gidip piknik sandalyelerinden birine oturdum ve elimdeki kahveyi sehpaya koydum.

"Günaydın! Tık doğdu güneşim, mi diyorduk?" Diyerek güneşin önüne geçen Haktan'la ona baktım."senin güneşin doğdu sanırım ama, şuan benimkine pusu kuruyorsun.Ayıp !"

Gülerek çekilip eğilerek sandalyemin dibine çöktü."Sen hasta mısın? Üşüyor musun?"

Dudaklarımı büzüp kahvemi buz tutmuş ellerimle kupanın etrafına sardım." Üşüyorum !" Kaşlarını kaldırıp ayaklandı elimdeki kupayı eline alıp dudaklarına götürdü.Kaşlarım aynı hızla çatılmıştı. Benim kahve mi mi içmişti o ?

"Çok yavşaksın sayın Zavlak."

Sergilediği gülüşten sonra elindeki kupayı sehpaya koyup burnuma dokunarak uzaklaştı yanımdan. Burnuma bakmaya çalışırken gözlerim şaşı olunca kendime binlerce kez küfür edip oflayarak elime kupamı aldım ve bacağımın birini kendime çekip telefonumu açtım.

"Haktanzvlk, bir yeni gönderi."

Bildirime tıklayıp tıklamama arasında gidip geliyordum. Elçiden zeval gelmez, diyerek girdim posta.

 Elçiden zeval gelmez, diyerek girdim posta

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

34.234 beğenme. 2.432 yorum.

Haktanzvlk :Bir kere sevdim, yanarım aşkım adına.Evet damacana.

-> cağlasimsekk :Bende seni bebek.Evet damacana.
-> haktanzvlk : damacana.
->kaanmiracsezen :Sonunda kaldıracağım o damacanayı. Evlen bir de istersen!

-> dogalaraa: hot çocuk Ya.
-> haktanzvlk : ımm.
->canbaturarslan: güzelim ne işin var senin burada ? Gel buraya doğru.
-> haktanzvlk: sus lan maviş !

->Ecemcalhan :Demek 'sevdin bir kere yanarsın aşkın adına' hımm kimi etiketliyorum ? @serrasi uh..yanlışlık oldu ne yapayım?
-> haktanzvlk : harbiden Serra nerede? Yorum yapmadı bak ! Ben burda beklemek zorunda mıyım elimde telefon? Biraz profesyonellik Ya hu!
->Ecemcalhan: baby kötü bir haberim var, yorum yapmak zorunda değil..
->Ulvikahyaoğlu :Aaa aşkım? Ne geziyorsun damacanada? Pardon haktanda diyecektim.
-> haktanzvlk: lan idiot ! Soyadın Kahyaoğlu diye üzerine alınma !
-> Ulvikahyaoğlu: kes zavlak !

->Serrasi : Janti boy.
                                   (2.344 beğenme)
->haktanzvlk: bende bizi 🧡
->Canbaturarslan: biri gelirse hepiniz gidersiniz.
->Serrasi : zevzeklik yapma ulan! Üşüyorum zaten !

Elimdeki telefona bakarak güldüğümü fark etmem ve hemen ardından Ecem'in yanıma gelmesi aynı doğrultuda gerçekleşmişti.

"Üşümüşsün sanırım, haktan gönderdi." Elindeki siyah kapüşonlu Sweatı bana uzattı. Kaşlarımı çatarak sweata baktım daha sonra başımı çevirerek Haktan'la göz göze geldiğimde gözünün birini kırparak, can alıcı o sahneyi yaşatmıştı bana.

Alacak mıydım? Alırsam...

"Teşekkür ettiğimi söyler misin Ecem ? İstemiyorum." Yanımdaki koltuğa kurulup sweatı kucağına koydu."Sizin aranız mı bozuk haktan'la ?"

Kurumuş dudaklarımı ıslatıp saçımı parmaklarımın arasına geçirerek hafifçe yana yatırıp rahatlamak için zaman yaratmıştım kendimce. "Hayır, bir sorun yok." Deyip elime kupamı aldım. "Pekii? Arkadaşın yani?"

Ecem'e dönüp gözlerine baktım."Ecem, sevgilisi olan insanlarla benim ne işim olur ?" Ani çıkışım Ecem'i güldürmüştü. Ah hadi ama ne dedim şimdi?

"Kızım ben sana sevgili olursunuz demedim ki..Sen nasıl anlamak istiyorsan öyle anladın." Şaşkınca gözlerimi kırpıştırdım. Benim aklım yine nerelere gitmişti öyle..

"Imm," deyip elimi alnıma koyarak bir kaç saniye sakinleşmeye çalıştım. "Bak Ecem, şu sıralar kafam öyle karışık ki. Ne yapacağımı, ne düşüneceğimi bilmiyorum. Onun için saçmalıyorum. Boşver olur mu?"

Anlayışla elini elimin üzerine koydu."Tabii ki, ben karışmam zaten kimseye de söylemem. Sadece,hislerinden emin olmadan bir adım atma. Sevgili konusunda da sanırım Çağla'dan bahsediyorsun, öyle duruyorlar gerçekten. "

Başımı sallayıp gözlerimi ellerime indirip kupayla oynamaya başlamıştım bile. Derin mevzular,

"Neyse, ben gideyim artık." Ayaklanıp kucağıma sweatı koyduğunda yüzüne baktım." Bence Buda sende kalmalı." Göz kırpıp gitmişti.

"Serra hazırlığa güzelim !"

Sahnelerimin hemen ardından karavanıma girip eşyalarımı toplamaya başladım. İş bitmişti ve benim üzerimde fazla bir yorgunluk, kırgınlık vardı. Eve gidip duş almak benim için iyi olacaktı emindim.

Bir elimde şapkam diğerinde çantam ve çantamın içinden arabamın anahtarını arıyarak ilerliyordum.Bingo! Buldum.

"Gidiyor musun?" Arkamı her ne kadar dönmek için bile kendimi yorgun hissetsem de döndüm."Evet ?"

Elimdekileri bir yandan yan koltuğa koydum."Akşam bize gelsene ?" Dedi Ecem, tereddütle. Kapıyı kapatıp Ecem'e döndüm."Çok yorgunum. Başka zaman yapalım olur mu ?"

Gülümseyerek Cevap verdiğinde bende gülümsedim. Ecem gittikten sonra bende arabama binmiştim. Evdeki çalışanları arayıp yemek istemek için telefonumu alacaktım ki çantamda olmadığını görünce küçük bir küfür savurup arabanın yönünü tekrar sete çevirdim.

Arabayı durdurup hızla indim tam karavanın önüne geldiğim sırada, Haktan ve Çağla'yı dudak dudağa görmeyi planlamıyordum.

..-haktan ve Çağla'yı sevgili yapmamı etik bulmamış olabilirsiniz fakat, kurguyu okumaya devam edin derim..

My Boy | HakSer Where stories live. Discover now