•5•

125 16 13
                                    


"Beni geçin, ben gelmeyeceğim."

Elimdeki kırmızı tükenmez kalemi masaya koyup arkama yaslandım. "Kızım Saçmalama ya hep birlikte bir şey yapacağız işte. "

Diyen Batur'a göz ucuyla baktım." Hiç o kafada değilim desem Batur ? Başka zaman birlikte yaparız."

Batur pes etmiş bir şekilde arkasına yaslanınca bende önüme döndüm."Ee? Nereye gidiyoruz şimdi yine aynı yere mi?" Dedi Hazal neşeyle.

Ona bakıp yerimden kalktığımda herkes bana dönünce güldüm."Kaçmıyorum ! Buralardayım konuşun siz."

Neşeli tutmaya çalıştığım sesim her ne kadar beni ele versede çaktırmadım. Arkamı dönüp yürümeye başladım.

Kendi aralarında plan yapıyorlardı. Havuz partisiymiş bilmem ne !

Birde beni de çağırıyor Hazal. Hah! İki yüzlü !

Tabii ki gitmeyecektim. İstesem giderdim fakat gerçekten canım istemiyordu. Modum yeterince düşüktü ve benim gidip herkesin huzurunu kaçırmaya hiç niyetim yoktu.

Elimdeki yeni yaktığım sigaranın külünü çırparak tekrar dudaklarıma götürdüm.

"Ştt, Serrasi?" Haktan'ın sesini duymamla ona doğru başımı çevirdim. Yanıma gelip taşa oturdu ve bana döndü.

"Serra?" Diyerek başını eğip gülümseyerek benim yüzüme bakmaya çalışırken başımı hafifçe ona çevirdim ve ister istemez içim ısınmıştı. Gülümsedim.

İlk defa Haktan'a içimden gelerek gülümsemiştim. O afallasa da kendini toplayıp elimdeki sigaraya uzanıp nazikçe parmaklarımın arasından alıp dudaklarına götürdü.

Benim sigaramı '

"Noldu ?" Dedi ve bitmiş olan sigarayı atıp dudaklarını yaladı. Gözlerimi kaçırdım ve başımı eğip olumsuz anlamda salladım." Yok, bir sorun yok."

Önüme gelen saçıma yavaşça dokundu, ürkek bir şekilde ve kulağımın arkasına sıkıştırdı.

Aşık olayım diye mi bu kadar ilgiliydi bu adam be !?

"Serra, seni o kadar tanıyorum. Birden bire sessizleştin, bilmiyorum , kestiremiyorum da çünkü bu ekipten kimse söylemez. Biri bir şey mi dedi?"

Buruk bir şekilde gülümsedim. Kimse bir şey demezdi evet. "Boşver, önemsiz. "

Diyerek kestirip attığımda derin bir iç çekti." Çok zorsun Serra ! " gülerek yüzüne baktım.

"Çabuk pes ettin bakıyorum ?" Güldü. Çok güzel güldü hemde.

"Pes etmeyi sevmem, sana genelde yeniliyorum güzelim." Kaşlarımı kaldırıp kahkaha attığımda oda benimle kahkaha atmaya başlamıştı.

"Hey ! Naber parnolar?" Doğa'nın neşeyle gelişiyle hala gülerek başımı ona çevirdim. "İyi aşkım gel ."

Güler yüzünden hiçbir şey eksiltmeden Haktan'ın yanına oturup hafifçe eğildi. "Ee ? Ne konuşuyordunuz öyle bol kahkahalı söyleyin bende güleyim Ya! Eğlenelim azcık."

Kaçamak bir şekilde Haktan'a bakıp kaşlarımı kaldırarak önüme döndüm. Haktan dudağını büzüp başını salladı. "Hiiç. Öyle hak'tan, hukuktan!"

Yüzümü buruşturarak Haktan'a baktım. "İğrençsin şuan !"

Hepimiz gülerek karşılık verdiğimizde sahneye bu seferde Özgür girmişti. "Oo, gençler ." Benim çaprazımdaki duvara geçip sırtını yasladığında derin bir nefes aldım.

My Boy | HakSer Where stories live. Discover now