Üzerimdeki hırkaya biraz daha sarılıp camın önünde duran damla şeklindeki sandalyeye oturup sehpada duran kahvemi ellerime alıp avuç içlerimi sıcak kupaya bastırdım.Bir hafta, tam tamına bir hafta olmuştu.
Bütün gerçeklerin yüzüme bir tokat gibi vurulduğu günden sonra bir hafta.Beklemiyordum. Beklemediğim içindi zaten kendime bu kızgınlığım. Bir insana bu kadar bağlanacak ne vardı Allah aşkına?
Canım öylesine yanıyordu ki, sesim bile çıkmıyordu günlerdir. Düşünüyordum, acaba başka bir kadına tercih edilecek, oynanacak bir kız mıydım onun gözünde? Bazen öyle kayboluyordum ki, düşüncelerimde.
Sahiden? Gözler de yalan söylermiş değil mi? Defalarca oynadığını dile getirmesine rağmen salak gibi dönüp dönüp gitmiştim. Neden! Tanrı aşkına benim derdim ne?
Aşk bu muydu?
Bu çocuk benim yörüngemi kaydırır, mahveder, antidepresana başlatır. Ama çok güzel kucağında uyutur. Bu muydu aşk?O kadar geçiştirilmiş, o kadar değersiz hissetmiştim ki. Ve bir o kadar da onun gözünde öyleydim ki.
"Serra?" Bartu'nun sesiyle ona baktığımda elinde koca bir kavanoz çikolatayla gelmişti. "Kızlar depresyona girince sabah akşam bundan yiyyormuş kızım! Bende Sana getirdim işte!" Elindeki çikolataya bakıp ağlamaya başladığımda Bartu kaşlarını çatarak elindekileri sehpaya koyup önümde diz çöktü. Ben ellerimle yüzümü kapatıp dizlerime yasladığım için ellerini saçlarıma atıp okşamaya başladı.
"Kızım ağlama be! Noldu? Yanlış bir şey mi bu?" Burnumu çekerek başımı kaldırdıp yüzüne baktım."Yok, yok, boşver öyle .. Teşekkür ederim." Diyerek sarıldığımda gülerek kollarını bedenime sardı.
Bartu her şeyi biliyordu. Herşeyden haberdardı. Canımı ona atmıştım..
Yazar's pov;
Haktan sinir ve telaşla etrafta dolaşırken Ecem arkadaşının o halde olduğunu görünce kaşlarını çatarak yanına yaklaşmıştı."Hey! Pikaçhu neyin var?"
Haktan gözlerini kırpıştırarak Ecem'e baktı."Şey-"
"Ney? Serra'ya mı bir şey oldu? Çağla mı bir şey dedi yine ?" Dedi hararetle. Anlayıp dinlemeden alevlenmişti genç kız arkadaşına korkusundan.
"Çağla mı? Çağla Serra'ya bir şey mi -"
"Çağla nerde Haktan?" Dedi Ecem sinirle etrafa bakarak Çağla görüş açısına girince hızla seslendi."Çağla!"
"Ecem dur! Ne Çağla'sı-" diye bağırsa da Haktan Ecem çoktan Çağla'nın koluna yapışmıştı."Serra'ya bir şey mi dedin!"
Diyerek sinirle tıslarken Çağla kaşlarını çatıp kolunu sinirle çekti."Ne diyeceğim ben be Serra'ya!"
Ecem sinirle histerik bir şekilde gülüp etraftakileri umursamadan sinirle bağırdı."Ne mi diyeceksin ? Bilmem yine ailesinden vurabilirsin mesela ! Demi ! Önceden de yaptığın gibi! "
Çağla bileğini sıvazlayıp sırıttı."Gelip sana mı ağladı? Yanlız dikkat et-"
"Kes lan! Sen anlatsana herkese, anlatsana ben en yakın arkadaşımı Haktan yüzünden tehdit ettim! Ailesinden vurdum desene! Şimdide pişkin pişkin gülüyorum desene! " Ecem sinirine yenik düşerek Çağla'nın kolundan sertçe tutup yaklaşırken tekrarladı."Desene !"
"Ne?" Dedi haktan şok olmuşçasına. Ne kadar acımasızdı bunlar böyle? Bir insanın yarasını bilip tam ordan vurmakta hangi akla mantığa sığıyordu?
"Haktan-"
"Çağla, sen benim sevdiğim kızın canını mı yaktın?"dedi hayret içerisinde. Ecem 'sevdiğim kız ' tanımını duyunca gülümseyerek Çağla'nın kolunu bırakarak ellerini birbirine vurup çırptı. Bu tamamiyle Çağla'ya yeterdi.
"Haktan bir din-"
"Nasıl lan Nasıl! Hepiniz bir olup bir kızın hayatıyla nasıl oynadınız lan! " diyerek sinirle ellerini saçlarından geçirip etrafında döndü. "Haktan bi dur-"
Çağla tam Haktan'a dokunacakken Haktan elektrik çarpmışçasına uzaklaştı genç kızdan."Sakın! Sakın bana dokunayım deme!"
"Bak anlamıyorsun, canım yanmıştı sinirle-"
Haktan karşısında acizce duran kızı dinleme tenezzülünde bile bulunmadan hızla bağırdı."Sinir sinir! Ne sinir! Bir bitmediniz Çağla ! Bir annem bir sen el birliğiyle herşeyin içine sıçtınız! " Ulvi sinirle hareket eden Haktan'ın kolundan tutarken Haktan başını Ulvi'ye çevirip hafifçe yana yatırdı dolu gözleriyle.
"Çok yakmışlar canını ulvi..""Ya benim canım! Benim canım ne olacak? Bir yıldır ! Köpek gibi aşığım sana ? Gördün mü beni Haktan?! "
Haktan kurumuş dudaklarını ıslatarak Çağla'ya baktı."Sen ne anlatıyorsun Allah aşkına? Sevgi mi bu? Sevgi bu değil ki? Takıntı bu !"
"Haktan, tamam gel hadi." Ulvi Haktan'ı çekiştirip götürmüştü.
Ecem sırıtarak Çağla'ya bakıp arabadan yeni inen Bartu ve Doğa'nın yanına ilerledi.
"Serra yok!"Bartu etrafa bakarak Ecem'i kolundan tutup köşeye çekti kimsenin görmemesi için. "Serra bizde, pekte iyi sayılmaz. Kimseye söyleme çünkü beni vallahi keser!"
Ecem başını sallayıp Bartu'nun arabasına ilerlerken Bartu kolundan tutup geri çekti."Nereye?"
"Ha? Serra'ya gidiyorum nereye olacak?" Bartu gözlerini devirerek ofladı."Saçmalama, setin var şu an, bitsin birlikte gideriz."
Ecem başını salladığında Doğa'ya işaret yaptı.Serra Pirinç's pov;
"Çikolata ağladın ama sana bir sürprizim daha var!" Dedi Bartu gülümseyerek. Mavisinde boğulduğum gözlerini çipildeterek kapıyı gösterince başımı çevirdim.
"Bensiz depresyon mu olurmuş Ya!" Diyerek koşup bana sarılan Ecem'e gülümseyerek sıkıca sarıldım.
"Hoşgeldin de, sen neden geldin?"Dedim benden ayrılırken.Dudaklarını büzdü şirin tavrını takınarak. "Gideyim mi?" Başımı hafif yana yatırıp kaşlarımı çattım."Öyle demek istemediğimi biliyorsun." Gülümseyip karşımdaki koltuğa otururken Bartu'da ayağa kalktı."O zaman bana müsaade sizin konuşacaklarınız vardır." Ona bakıp başımı salladığımda gidecekken geri dönüp geldi ve başımın üstünü öptü.
Bartu çıktığından bu yana bir sessizlik hakimdi ortama. Ta kii Ecem bu sessizliği bozana kadar."Haktan ve Çağla kavga etti bugün." Şaşırsam da ellerimde gezinen gözlerimi kaldırıp Ecem'e bakmadım,benden bir karşılık bekliyormuş gibi sustu ve benden bir şey çıkmayacağını anlayınca tekrar söze girdi."Sormayacak mısın?"
Gözlerimi ellerimden kaldırıp yüzüne baktım ve omuz siltim."Sormuycam" sormak istemiyordum,sorarsam ben kesinlikle onun altından da en ufak umut kırıntısı için debelenecektim.
"Merakta etmiyorsun?" Dedi yüz hatlarıma dört göz olmuşken. Başımı hayır anlamında salladım.
"Özlemiyorsun da, geçti bitti yani?" Başımı kaldırıp gözlerine baktım."Özlemiyorum,geçti,bitti." Dedim, dedim ama hala ıslak kirpiklerimle kurduğum bu cümlenin inanılabilecek en ufak bir noktası yoktu.
"Peki o zaman, madem her şey geçti bitti sete gitmemen için de bir sebep yok?"
YOU ARE READING
My Boy | HakSer
Teen FictionSerra PİRİNÇ, intikam almak için, ders vermek için ya da süründürmek için bile öpebilir Haktan'ı. İzin veriyoruz. Haktan ZAVLAK 'da izin veriyormuş. Şey diyor hatta "I'm all yours."