39|Fransa,doğum günü ve mor (m)

2.2K 223 109
                                    


Farkındayım şaşkınlıktan küçük dilinizi yuttugunuzun ben de esaskinim kontrol bile etmeidm ve saatlerdie yazıyoeum

En uzun bölüm buydu btw

Ve benden bir süre bir şey beklemeyin (ben sizden yorum bekliyorum btw)

Moraliniz okuldan dolayı bozuktur bari ben bir şeyler yapayım dedim

Güzelce okuyun umarım begenirsiniz




Beklemedim,hızla yumruk yaptığım elimle kapıya birkaç kez vurdum.Bekledim sadece birkaç saniye nefes bile alamamıştım.Yutkunamadan beklerken kulaklarıma dolan ayak sesleri ve kapının kilidinin açılma sesiyse bendeki kayışların kopmasındaki son nokta olmuştu.

"Jungkook,ne.Ne işin var burada?"
Günlerdir burnumda tüten kokusu ve yüzünü görür görmez gözlerimden akan yaşları umursamadım.Omuzlarımdan kayan çantayı da umursamadım.Tek umrumda olan üzerine ağlayarak atladığım,vücuduna dolanan kollarımla sonunda iyi hissetmemi sağlayan Kim Taehyungdu.

*****
Sarılmama karşılık vermemesi o an için kalbimi kırmamıştı,başımın altında hızlanan kalp atışları fazlasıyla yeterli gelmişti.Beline sardığım kollarımla kafamı göğsüne yasladığım bir şekilde durmaya devam ettim.Hızla çekip durduğum burnum ve gözlerimden akan yaşların,gömleğini ıslatırken umursamazca burnumu çekerek daha sıkı sarmaladım.

"Özür dilerim,özür dilerim lütfen bırakma beni.Lütfen Taehyung."
Hızlı hızlı konuşup kapanmış gözlerimi açmadan kafamı daha sert bastırdım.Sanki ona yapışacak gibi.Omzundaki ve yakasındaki ellerimin titrediği bile çok net anlaşılıyordu.

Elleri belime gitmedi ama öylece kapıda sarılmama izin vedi.Kurdununda bana küstüğü oldukça belliyken,kurdumun alfasını hissetmesiyle rahatlaması içimi ferahlatmıştı.
"Lütfen,lütfen gönderme beni gitmeyeyim."
Sesli ve ağlamaya devam ederken,Taehyung'un iç çekme sesiyle yutkunarak başımı oynattım.

"İçeri geç,geliyorum.Üşümüşsün."
Heyecandan titrediğini düşünürken soğuktan olduğunu düşünmek aklıma bile gelmemişti.Ayriyetten günler sonra bana ilk kurduğu cümlenin,benim iyiliğim hakkında olmasıysa göz yaşlarımın arasında sırıtarak burnumu çekmeme sebep oldu.

Bir adım geri çekildiğim de elim hala gömleğini sıkıca tutuyordu.Gitmesini istemiyordum.
"Gitme,istemiyorum."
"Geri geleceğim,içeri geç ve bekle."
Sinirlenmesini istemediğim için usulca kafamı sallayıp onu arkamda bırakacak şekilde içeri yürüdüm.

Lüks bir odaydı,benim kendi evimin genişliğinde bir odaydı neredeyse.Lacivert,ultra büyük bir yatak vardı ve neredeyse bozulmamıştı bile.Birkac çekmecenin bulunduğu beyaz bir makyaj masası da vardı.Üzerinde Taehyung'un cüzdanı telefonu ve pasaportları bulunan.Birkaç tablo dışında sade bir odaydı.

Ah bir de siyah bir koltuğun yanında ufak cam bir sehpa vardı.Üzerinde bilgisayarın bulunduğu cam bir sehpaydı.Yatağı bozmak istemediğim için koltuğa ilerlerken iç çektim.Taehyung gibi kokuyordu burası ve ben Taehyung'u çok özlemiştim.

Siyah yumuşak koltuğa otururken başımdaki kırmızı şapkayı çıkartarak,koltuğun kenarına bıraktım.Saçlarımı ellerimle birazcık düzeltip,yana doğru sallarken Taehyung da elindeki çantamla içeri girmişti.Etrafı incelemeye o kadar dalmış olmalıyım ki kapı sesini duymamıştım.

Üzerinde siyah bol bir tişört ve bacaklarını güzelce saran klasik krem rengi pantolon vardı.İç çekmeden edemedim.Saçları benimkiler gibi dağılmış ve oldukça hoş duruyordu.Çantamı yatağın üzerine bırakırken bakışları bana bir an olsun dönmemişti bile.

Orchis | Taekook √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin